MÜSVEDDELİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



MÜSVEDDELİK harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli MÜSVEDDELİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEMEVİ15, DİVLEK14, DEVELİ14, SEVMEK14, MÜDDEİ13, VESİLE13, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, EDİLME9, KÜMELİ9, ESKİME8, İSLEME8, MESLEK8, SİLMEK8, SİLKME8, SEKLEM8, EKİLME7, EMEKLİ7, İSKELE7, KESELİ7, KELİME7, MELİKE7


EKİLME


[isim]
  • Ekilmek işi

EMEKLİ


[sıfat]
  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
[isim]
  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli


İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)


[isim]
  • Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer

    Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık

[sinema] [televizyon]
  • Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskele almak

Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi


KESELİ


[sıfat]
  • Kesesi olan

Birleşik Kelimeler: keseli kurt


KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)


[isim]
  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi


MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi


ESKİME


[isim]
  • Eskimek işi

İSLEME


[isim]
  • İslemek işi

MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)


[isim]
  • Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş

    Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu

[felsefe]
  • Öğreti
[felsefe]
  • Dizge
[eskimiş]
  • Çığır, okul, ekol

    Edebî meslekler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
  • meslek edinmek

Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek


SİLMEK


[-i]
  • Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek

    Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]
  • Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak

    Türküler çağırarak tahta siliyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç

[-i] [-den]
  • Üzerini çizerek atmak, yok etmek

    Defterden adını silmişler.

[mecaz]
  • İlişkisini koparmak, yok saymak
[-i] [-den] [mecaz]
  • Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak

    Takımı sahadan silmek.

[mecaz]
  • Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek

    Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silip atmak
  • silip süpürmek

Birleşik Kelimeler: sil baştan


SİLKME


[isim]
  • Silkmek işi
[spor]
  • Halterde ayakları açarak halteri önce omuz üstüne sonra baş üstüne, dirsekleri bükmeden kaldırma biçimi

SEKLEM


[isim] [halk ağzında]
  • Kıldan, yünden dokunmuş çuval
[sıfat]
  • On batman (un, vb.)

DİLMEK


[-i]
  • Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek

    Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim. - Aka Gündüz

[halk ağzında]
  • Yarmak

DELMEK


[-i]
  • Delik açmak, delik duruma getirmek

    Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü. - Peyami Safa

[mecaz]
  • İncitmek, kırmak

Birleşik Kelimeler: ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen


DEMLİK


[isim]
  • İçerisinde çay demlenen emzikli kap

Birleşik Kelimeler: demlik poşet