Lev ile Başlayan Kelimeler



LEV ile başlayan 19 kelime bulunuyor. Başında LEV olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Lev ile biten kelimeler. İçinde lev olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

LEVAZIMCILIK28, LEVREKGİLLER22

11 Harfli Kelimeler

LEVAZIMATÇI26

10 Harfli Kelimeler

LEVHACILIK25

9 Harfli Kelimeler

LEVAZIMCI24, LEVAZIMAT20, LEVENDANE17, LEVENTLİK15

8 Harfli Kelimeler

LEVHACIK22, LEVANTEN14

7 Harfli Kelimeler

LEVHACI21, LEVÜLOZ19, LEVAZIM18, LEVANTİ13

6 Harfli Kelimeler

LEVREK12, LEVENT12

5 Harfli Kelimeler

LEVHA15, LEVYE13

4 Harfli Kelimeler

LEVA10


LEVA (Kelime Kökeni: Bulgarca)


[isim]
  • Bulgar para birimi

LEVREK (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax)

Birleşik Kelimeler: aklevrek, uzun levrek, taş levreği, tatlısu levreği


LEVENT (Kelime Kökeni: Farsça levend)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı

    Kıyıdaki barakadan bizim leventler birer birer çıkıp denize dalarlardı. - Cahit Uçuk

[sıfat]
  • Uzun

    Kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe, ayva, köknar ve çamlarla biterdi. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat] [mecaz]
  • Boylu boslu, yakışıklı (kimse)
[isim]
  • Dokuma tezgâhlarında üzerine çözgü ipliği veya ham kumaş sarılan, takılıp çıkarılabilen, ahşap veya metalden yapılmış, makara biçiminde büyük silindir

LEVANTİ


[isim]
  • Bir rüzgâr türü

    Kışın sırtındaki paltoyu artık ne dıramudana ne de levanti rüzgârı uçurabiliyordu. - Sait Faik Abasıyanık


LEVYE (Kelime Kökeni: Fransızca levier)


[isim] [teknik]
  • Bir mekanizmanın kumanda kolu

LEVANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca levantin)


[isim]
  • Özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan Hristiyanlara verilen ad, tatlısu Frengi
[sıfat]
  • Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı

    Orada levanten yaşamasından izlenimler edinerek öykülerine özgün bir atmosfer sağlar. - Selim İleri

[sıfat]
  • Bu tavra özgü olan

    Beyoğlu'nun dar, soğuk ve levanten bir salonu... - Ömer Seyfettin


LEVENTLİK


[isim]
  • Levent olma durumu

LEVHA (Kelime Kökeni: Arapça levḥa)


[isim]
  • Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha

    İçeri girince göze ilk çarpan şey duvardaki yazı levhaları oluyordu. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: alçı levha, serlevha, reklam levhası, sayı levhası


LEVENDANE (Kelime Kökeni: Farsça levendāne)


[zarf] [eskimiş]
  • Levende yakışır bir biçimde, yakışıklı ve gösterişli bir tarzda

LEVAZIM (Kelime Kökeni: Arapça levāzim)


[isim]
  • Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler

    Anadolu şehirleri, kasabaları, köyleri harıl harıl levazım gönderdiler. - Yahya Kemal Beyatlı

[askerlik]
  • Ordunun geri hizmetinde ihtiyacı olan bütün malzeme veya bu malzemeyi sağlayan bölüm

    Sağlık, levazım gibi geri hizmetlerde çalıştırılıyor, sedye, karavana taşıyorduk. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: levazım bölüğü, levazım sınıfı


LEVÜLOZ (Kelime Kökeni: Fransızca lévulose)


[isim] [kimya]
  • Meyve şekeri

LEVAZIMAT (Kelime Kökeni: Arapça levāzimāt)


[isim] [eskimiş]
  • Gerekenler, lazım olan şeyler

    Çamaşırlarını, elbiselerini, bütün eşya ve levazımatını da İngiltere'den getirtti. - Refik Halit Karay

[askerlik]
  • Askerî araç gereçlerin tümü

Birleşik Kelimeler: cenaze levazımatı


LEVHACI


[isim]
  • Levha yapan veya satan kimse

LEVREKGİLLER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kemikli balıklardan, bir bölümü tatlı sularda yaşayan, yüzgeçleri dikenli bir familya

LEVAZIMCI


[isim]
  • Levazım sınıfından olan kimse