Le ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler



LE harfleri ile başlayan 6 harfli 19 kelime bulunuyor. Başında LE olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "le ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Le olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

LEJYON18, LEJANT15, LEZZET12, LEZYON12, LEVREK12, LEVENT12, LEŞÇİL12, LEKTÖR12, LEOPAR11, LEGORN11, LEGATO11, LENGER10, LEHTAR10, LEŞKER9, LERZAN9, LEKECİ9, LEYLEK8, LEYLAK8, LEKELİ6


LEKELİ


[sıfat]
  • Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

    Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Kötü tanınmış, lekelenmiş

Birleşik Kelimeler: lekeli humma


LEYLEK (Kelime Kökeni: Farsça legleg)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Leyleksilerden, kışın tropikal Afrika'da yaşayan, siyah telekli, uzun gagalı, uzun bacaklı, büyük, beyaz, göçmen kuş (Ciconia ciconia)

    Ona en çok hüzün veren, leyleklerin gidişleriydi. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • leyleği havada görmek
  • leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider
  • leyleğin attığı yavru
  • leyleğin ömrü (veya günü) laklakla geçer
  • leylek gibi

Birleşik Kelimeler: leylekgagası, karaleylek


LEYLAK (Kelime Kökeni: Arapça leylāḳ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)

    En fazla leylak ağaçlarını seviyordum, hele biri boyuma yakın olanı, âdeta ikinci odamdı. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: leylak rengi, Çin leylağı, Hint leylağı


LEŞKER (Kelime Kökeni: Farsça leşker)


[isim] [eskimiş]
  • Asker

    Aldı gam leşkeri gönül şehrini. - Dertli


LERZAN (Kelime Kökeni: Farsça lerzān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Titrek

    Uzak fenerler, ateş böcekleri gibi lerzan ve donuk bir ziya neşrediyordu. - Ömer Seyfettin


LEKECİ


[isim] [eskimiş]
  • Kuru temizleme yapan, kuru temizleyici

    Fahim Bey bütün bunları lekeciye temizletip yine giyermiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: lekeci kili


LENGER (Kelime Kökeni: Farsça lenger)


[isim] [eskimiş]
  • Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap

    Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]
  • Bu kabın alabileceği miktarda olan

    Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavı gövdeye rüyamızda mı indirmiştik? - Attila İlhan

[denizcilik]
  • Gemi demiri

LEHTAR (Kelime Kökeni: Arapça leh + Farsça -dār)


[isim] [eskimiş]
  • Yandaş, taraftar
[ekonomi]
  • Senet metninde, senet bedelinin kendisine ödenmesi yazılı olan kişi

LEOPAR (Kelime Kökeni: Fransızca léopard)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Pars

LEGORN (Kelime Kökeni: İngilizce leghorn)


[isim]
  • Yumurta verimi yüksek, genellikle beyaz tüylü bir tavuk ırkı

    İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar, iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi. - Haldun Taner


LEGATO (Kelime Kökeni: İtalyanca legato)


[zarf] [müzik]
  • Bir parçanın notalarını ara vermeden birbirine bağlayarak (söylemek veya çalmak)

LEZZET (Kelime Kökeni: Arapça leẕẕet)


[isim]
  • Ağız yoluyla alınan tat

    Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz

    Ona da dinlenmek gibi bir lezzet yetişir. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lezzet almak
  • lezzetini çıkarmak


LEZYON (Kelime Kökeni: Fransızca lésion)


[isim] [tıp]
  • Doku bozukluğu

    Zamanla bu tırnak lezyonları yüzünden insanın ayakları çürük balık gibi kokar. - Selçuk Erez


LEVREK (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax)

Birleşik Kelimeler: aklevrek, uzun levrek, taş levreği, tatlısu levreği


LEVENT (Kelime Kökeni: Farsça levend)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı

    Kıyıdaki barakadan bizim leventler birer birer çıkıp denize dalarlardı. - Cahit Uçuk

[sıfat]
  • Uzun

    Kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe, ayva, köknar ve çamlarla biterdi. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat] [mecaz]
  • Boylu boslu, yakışıklı (kimse)
[isim]
  • Dokuma tezgâhlarında üzerine çözgü ipliği veya ham kumaş sarılan, takılıp çıkarılabilen, ahşap veya metalden yapılmış, makara biçiminde büyük silindir