LAFORİZMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



LAFORİZMA harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli LAFORİZMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FİLOZ15, OFLAZ15, AFAZİ14, FAZLA14, İFRAZ14, LAFZİ14, ZARİF14, AMORF13, FORMA13, FİRMA12, FLAMA12, FLORA12, FLORİ12, FİLAR11, FARİL11, İMROZ10, OLMAZ10, AZAMİ9, İLZAM9, MİRZA9, MARİZ9, MARAZ9, MALAZ9, ZORLA9, ZAMİR9, ZALİM9, ARİZA8, ARAZİ8, AROMA7, MORAL7, ARAMİ6, ALARM6, MARAL6


ARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ārāmī)


[isim]
  • MÖ 11-8. yüzyıllarda Mezopotamya'da yaşamış bir halk

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi geyik

AROMA (Kelime Kökeni: İtalyanca aroma)


[isim]
  • Hoş koku

MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)


[isim]
  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi


ARİZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarīża)


[isim] [eskimiş]
  • Yüksek bir makama sunulan mektup veya dilekçe

ARAZİ (Kelime Kökeni: Arapça arāżī)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzü parçası, yerey, toprak

    Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arazi açmak
  • arazi olmak
  • araziye uymak

Birleşik Kelimeler: arazi aracı, arazi otomobili, arazi taraması, arazi yarışı, vakıf arazisi


AZAMİ (Kelime Kökeni: Arapça aʿẓamī)


[sıfat]
  • En çok, en üst, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), maksimum, maksimal

    Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı

[matematik]
  • Maksimum

İLZAM (Kelime Kökeni: Arapça ilzām)


[isim]
  • Cevap veremez duruma getirme, susturma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilzam etmek


MİRZA (Kelime Kökeni: Farsça mīrzā)


[isim] [eskimiş]
  • Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı

MARİZ (Kelime Kökeni: Arapça marīż)


[sıfat] [eskimiş]
  • Hastalıklı, hasta olan

MARAZ (Kelime Kökeni: Arapça maraż)


[isim] [eskimiş]
  • Hastalık
[mecaz]
  • Dayanılması güç durum
[sıfat] [mecaz]
  • Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan

    Aman ne maraz adamsın!


MALAZ


[isim] [halk ağzında]
  • Sulak yer

ZORLA


[zarf]
  • Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori

    Ekrem'i zorla yatıştırıp bizim eve götürdüm. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zorla güzellik olmaz


ZAMİR (Kelime Kökeni: Arapça żamīr)


[isim] [dil bilgisi]
  • Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl

    Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: belgisiz zamir, dönüşlü zamir, belirsizlik zamiri, gösterme zamiri, işaret zamiri, kişi zamiri, soru zamiri, şahıs zamiri

[isim] [eskimiş]
  • İçyüz

    Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.