KIYAFETSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KIYAFETSİZ harflerini içeren 5 harfli 50 kelime bulunuyor. 5 harfli KIYAFETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kıyafetsiz ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kıyafetsiz olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ZAYIF17, FEYİZ16, İZAFE14, FİYAT13, FASIK13, KEYFİ13, KEYİF13, SIFAT13, AYSIZ12, FİSKE12, FASET12, FASİT12, FESAT12, İFSAT12, KAFES12, KESİF12, AKTİF11, YAZIK11, YAZIT11, SIZAK10, SAKIZ10, YEZİT10, ESKİZ9, ETSİZ9, EKSİZ9, KIYAS9, SEKİZ9, YATSI9, KAYIT8, SİYEK8, SİYAK8, SEYİT8, YAKIT8, YATIK8, ZEKAT8, ISKAT7, KASIT7, SAKIT7, YETKİ7, YETİK7, YEKTA7, ASTİK6, İSTEK6, KASTİ6, KASET6, KESİT6, KESAT6, SAKİT6, SETİK6, TAKSİ6


ASTİK (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [argo]
  • Pezevenk

İSTEK


[isim]
  • Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk

    Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu. - Çetin Altan

[dil bilgisi]
  • İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi

    Göreyim, göresin, göre.

[ruh bilimi]
  • Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istek (veya isteğini) uyandırmak
  • istek duymak


KASTİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣdī)


[sıfat]
  • Bilerek, isteyerek yapılan
[zarf]
  • Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek

KASET (Kelime Kökeni: Fransızca cassette)


[isim]
  • İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu

Birleşik Kelimeler: kasetçalar, manyetik kaset, videokaset


KESİT


[isim]
  • Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey

    Ağacın kesiti.

[matematik]
  • Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta

    Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur.

Birleşik Kelimeler: ara kesit, başkesit, öz kesit


KESAT (Kelime Kökeni: Arapça kesād)


[isim]
  • Alışverişte durgunluk

    Bugünlerde alışveriş de kesat. - Nabizade Nâzım


SAKİT (Kelime Kökeni: Arapça sākit)


[sıfat] [eskimiş]
  • Susmuş, sessiz

    Nazmiye Hanım hülyaları içinde sakit, uysal ve gevşek adımlarla yürüyordu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakit kalmak


SETİK


[isim] [halk ağzında]
  • İnce bulgur

TAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca taxi)


[isim]
  • Belirli bir ücret karşılığı yolcu taşıyan, taksimetresi olan otomobil

    Taksi bir karışıklığın çıktığını görünce hemen gazlayıp uzaklaştı. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksi çevirmek

Birleşik Kelimeler: taksi dolmuş, taksimetre, radyo taksi

[isim] [biyoloji]
  • Göçüm

ISKAT (Kelime Kökeni: Arapça isḳāṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Düşürme, aşağı atma
[din bilgisi]
  • Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka

KASIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd)


[isim]
  • Amaç, istek, maksat

    Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kastı olmak

Birleşik Kelimeler: kastetmek, suikast


SAKIT (Kelime Kökeni: Arapça sāḳiṭ)


[sıfat]
  • Düşen, düşmüş
[isim]
  • Düşük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakıt olmak

Birleşik Kelimeler: ceninisakıt


YETKİ


[isim]
  • Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet

    Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetki vermek

Birleşik Kelimeler: yetki belgesi, yetki devri, yetki gasbı, sınırsız yetki, takdir yetkisi, yargı yetkisi, yasama yetkisi


YETİK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Yetişmiş, erişmiş, büyümüş

Birleşik Kelimeler: aklı yetik


YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)


[sıfat] [eskimiş]
  • Tek, eşsiz