KIRPIŞMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



KIRPIŞMA harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli KIRPIŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kırpışma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Kırpışma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

APIŞ12, IRIP10, AŞIM9, IŞIK9, IŞKI9, KAPI9, KAMP9, RAMP9, ARIŞ8, AŞIK8, AKIŞ8, MARŞ8, PARK8, ŞIRA8, ŞARK7, AKIM6, ARIK5, IRAK5, KARI5, MARK5, RAKI5


ARIK


[isim] [halk ağzında]
  • Ark

    Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık çekmek

[sıfat]
  • Zayıf, cılız, kuru, sıska

    Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık ata kuyruğu da yüktür
  • arık etten yağlı tirit olmaz
  • arık öküze bıçak çalınmaz


IRAK


[sıfat]
  • Uzak

    Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırak yerin haberini kervan getirir

Birleşik Kelimeler: ırakgörür

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri

KARI


[isim]
  • Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

    Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık

[kaba konuşmada]
  • Kadın

    Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Yaşlı, ihtiyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karı gibi
  • karının saçlısı, tarlanın taşlısı
  • karısının üstüne evlenmek

Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı


MARK (Kelime Kökeni: Almanca Mark)


[isim] [eskimiş]
  • Alman para birimi

RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)


[isim]
  • Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu

    Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı


AKIM


[isim]
  • Akma işi
[fizik]
  • Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan

    Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. - Attila İlhan

[coğrafya]
  • Debi

Birleşik Kelimeler: akım azalışı, akımölçer, akım ölçümü, akımtoplar, akım trafosu, alternatif akım, aşırı akım, bağımlı akım kaynağı, dalgalı akım, dalgalı akım üreteci, doğru akım, fotoakım, paralel akım, boru akımı, hava akımı, indükleme akımı, kol akımı, korozyon akımı, kültür akımı, trafik akımı


ŞARK (Kelime Kökeni: Arapça şarḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Doğu
[isim]
  • Doğu

Birleşik Kelimeler: Şark çıbanı, Şark kurnazlığı, Orta Şark, Yakın Şark


ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)


[isim] [eskimiş]
  • Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
[isim] [halk ağzında]
  • Çözgü

ÂŞIK (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)


[isim]
  • Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse

    Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi

[teklifsiz konuşmada]
  • Dalgın, kalender kimse

    Âşık yine geç kaldın.

[ünlem] [teklifsiz konuşmada]
  • `Ahbap, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âşığa Bağdat sorulmaz
  • âşığa Bağdat uzak değil
  • âşığı kesilmek
  • âşığın gözü kördür
  • âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
  • âşık etmek
  • âşık olmak

Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık

[isim] [anatomi]
  • Aşık kemiği
[mimarlık]
  • Aşırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşığı cuk oturmak
  • aşık atmak
  • aşık atmak (veya oynamak)
  • aşık daima bey oturmaz

Birleşik Kelimeler: aşık kemiği


AKIŞ


[isim]
  • Akma işi

Birleşik Kelimeler: bilinç akışı, elektron akışı, trafik akışı


MARŞ (Kelime Kökeni: Fransızca marche)


[isim]
  • Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası

    Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur. - Salâh Birsel

[ünlem]
  • Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut

Birleşik Kelimeler: İstiklal Marşı, marş marş, millî marş


PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)


[isim]
  • Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe

    Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • park etmek

Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı


ŞIRA (Kelime Kökeni: Farsça şīre)


[isim]
  • Henüz mayalanmamış üzüm suyu
[argo]
  • Süzülmüş afyon

Birleşik Kelimeler: şıraölçer, üzüm şırası


AŞIM


[isim]
  • Aşma işi

Birleşik Kelimeler: süre aşımı, zaman aşımı


IŞIK


[isim]
  • Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk

    Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı

    Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

    Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı

[fizik]
  • Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ışığı altında
  • ışık almak
  • ışık tutmak

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı