KIRKINCI ile Oluşan Kelimeler (KIRKINCI Kelime Türetme)



KIRKINCI harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. KIRKINCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kırkıncı kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

KIRKINCI14

7 Harfli Kelimeler

KIRKICI13

6 Harfli Kelimeler

KIRICI12, KIRCIN11, CIRNIK11

5 Harfli Kelimeler

KIRCI10, KIRIK7, KIRKI7, KINIK7

4 Harfli Kelimeler

KIRK5

3 Harfli Kelimeler

CIK7, IRK4, KIR4, KIN4

2 Harfli Kelimeler

IR3


IR


[kimya]
  • İridyum elementinin simgesi
[isim]
  • 343 yır

IRK (Kelime Kökeni: Arapça ʿirḳ)


[isim]
  • Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu

    Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır. - Salâh Birsel

[biyoloji]
  • Bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm

Birleşik Kelimeler: ırk ayrımı, ırk bilimi, ırk birliği, alt ırk, beyaz ırk, sarı ırk, siyah ırk


KIR


[isim]
  • Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk

    Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Kır sakal. Kır at.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan

Birleşik Kelimeler: gök kır, koyu kır, bakla kırı, demir kırı, sıçan kırı, süt kırı, turna kırı

[isim]
  • Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ bayır

    Araba tenha, düz yolda tıkır tıkır gidiyor, ara sıra kır kokuları getiren hafif bir rüzgâr esiyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kır bekçisi, kır çiçeği, kır eğlencesi, kır gerillası, kır gülü, kır kahvesi, kır serdarı


KIN


[isim]
  • Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
[bitki bilimi]
  • Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

Birleşik Kelimeler: kın kanat, kın kanatlılar, yaprak kını


KIRK


[isim]
  • Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat] [matematik]
  • Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırk basmak
  • kırk bir (buçuk) kere maşallah!
  • kırk dereden su getirmek
  • kırk evin kedisi
  • kırk gün günahkâr, bir gün tövbekâr
  • kırk gün taban eti, bir gün av eti
  • kırkı (veya kırkları) karışmak
  • kırkı çıkmak
  • kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak
  • kırkından sonra azanı teneşir paklar
  • kırkından sonra azmak
  • kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar
  • kırkından sonra saz çalmak
  • kırk kapının ipini çekmek
  • kırk tarakta bezi olmak
  • kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş

Birleşik Kelimeler: kırkambar, kırkayak, kırk basması, kırkbayır, kırkbeşlik, kırkbudak, kırkgeçit, kırk hamamı, kırkikilik, kırkikindi, kırk kere, kırkmerak, kırkmerdiven, kırk para, kırkyama, kırkyıl


KIRIK


[sıfat]
  • Kırılmış olan

    Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[isim]
  • Kırılmış bir şeyden ayrılan parça

    Cam kırığı.

[isim]
  • Kemiğin bir etki ile kırılması

    Kolunda kırık yok ama çıkık var.

[isim]
  • Bir şeyin kırılan yeri

    Bunun kırığı neresinde?

[isim]
  • Kırıntı

    Ekmek kırığı.

[isim]
  • Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
[mecaz]
  • Gücenmiş, üzgün

    Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış. - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak
  • kırık plak gibi

Birleşik Kelimeler: kırık çizgi, kırık dökük, kırık hava, ırzı kırık, ipi kırık, kalbi kırık, kıçı kırık

[isim] [halk ağzında]
  • Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak

Birleşik Kelimeler: kırık dölü

[isim] [jeoloji]
  • Fay

KIRKI


[isim]
  • Kırkma işi

KINIK


[isim] [tarih]
  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
[isim]
  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

CIK


[ünlem] [halk ağzında]
  • "Yok, olmaz" anlamında kullanılan bir söz

KIRCI


[isim] [halk ağzında]
  • Dolu

Birleşik Kelimeler: kırcı mantı


KIRCIN


[isim]
  • Hayvan kıranı

    Son kırcında çok davar öldü.


CIRNIK


[isim]
  • Set duvarlarında su akacak delik

KIRICI


[sıfat]
  • Kırma işini yapan
[mecaz]
  • Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.)

    Kırıcı bir davranış.

[mecaz]
  • Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyen, engelleyen

    Grev kırıcı.

[fizik]
  • Kırınım oluşturan

    Kırıcı ortam.

[isim] [ticaret]
  • Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse veya kuruluş

Birleşik Kelimeler: bobin kırıcı, grev kırıcı


KIRKICI


[isim]
  • Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı

KIRKINCI


[sıfat]
  • Kırk sayısının sıra sıfatı, sırada otuz dokuzuncudan sonra gelen