KIRBAÇLAMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KIRBAÇLAMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KIRBAÇLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AÇIKLAMA13, AÇKILAMA13, ÇIKARMAK13, ÇAKILMAK13, ÇAKMAKLI13, KAÇILMAK13, KAÇIRMAK13, BIRAKMAK12, BALKIMAK12, BAKILMAK12, ÇALKAMAK12, ÇALARMAK12, KARAÇALI12, ARABALIK11, KABARALI11, KABARMAK11, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10, MAKARALI10, KARLAMAK9


KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


ARILAMAK


[-i]
  • Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek

ARIKLAMA


[isim]
  • Arıklamak işi

IRALAMAK


[-i]
  • Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek

    Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir.


KIRKLAMA


[isim]
  • Kırklamak işi

KARILMAK


[nesnesiz]
  • Karma işi yapılmak, karışmak
[halk ağzında]
  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK


[isim]
  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay


MAKARALI


[sıfat]
  • Makarası olan, makara ile çalışan

Birleşik Kelimeler: makaralı kuş


ARABALIK


[isim]
  • Garaj

    Odasının tam altına tesadüf eden bu arabalığa girince. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]
  • Araba dolduracak miktarda olan

    Bir arabalık odun.


KABARALI


[sıfat]
  • Kabara çakılmış olan

    Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler. - Necati Cumalı


KABARMAK


[nesnesiz]
  • Ağırlığı artmadan hacmi büyümek

    Ekmek iyi kabardı.

[mecaz]
  • Bulanmak
[mecaz]
  • Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek

    Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır. - Necati Cumalı

[-e] [nesnesiz] [mecaz]
  • Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
[mecaz]
  • Böbürlenmek, gururlanmak

    Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu. - Ömer Seyfettin


BIRAKMAK


[-i]
  • Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
[nesnesiz]
  • Koymak

    Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. - Tarık Buğra

[nesnesiz]
  • Engel olmamak

    Bırak, burasını benim defterimden okuyayım. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]
  • Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak

    Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu. - Cahit Uçuk

[nesnesiz]
  • Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak

    Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım ama sıkılmış bırakıvermiştim. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]
  • Bıyık veya sakal uzatmak
[nesnesiz]
  • Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak

    Bıraksam acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı? - Refik Halit Karay

[-e]
  • Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek

    Başkalarına on ikiye veriyoruz ama sana onar kuruştan bırakayım. - Memduh Şevket Esendal

[-e] [-i]
  • Bakılmak, korunmak için vermek

    Eşyamı size bırakacağım.

[nesnesiz]
  • Yanına almamak, yanında götürmemek

    Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim. - Atatürk

[-e] [-i]
  • Sahiplik hakkını başkasına vermek

    Bizim komşu bütün malını Kızılay'a bırakmış.

[nesnesiz]
  • Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak
[nesnesiz]
  • Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek

    İz bırakmak. Leke bırakmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bırak Allah'ını seversen
  • bırak ki
  • bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak


BALKIMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Parlamak, parıldamak

BAKILMAK


[-e] [nesnesiz]
  • Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak

    Uzaktan bakıldığında, asabi ve çirkin bir cadıyı andırıyordu. - Ayşe Kulin


ÇALKAMAK


[-i]
  • Çalkalamak

    Dişim ağrıyor, rakı ile ağzımı çalkadım. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]
  • Tahıl elemek