KÜLTÜRLENME harflerini içeren 5 harfli 60 kelime bulunuyor. 5 harfli KÜLTÜRLENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kültürlenme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kültürlenme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
TÜMÜR10,
TÜRÜM10,
ÜRÜME10,
KÜTLÜ9,
KÜLLÜ9,
RÜKÜN9,
TÜRLÜ9,
TÜRKÜ9,
LÜMEN8,
TÜMEN8,
TÜMEL8,
TÜNME8,
ÜTMEK8,
ÜRKME8,
ÜNLEM8,
ÜREME8,
KÜTLE7,
KÜLTE7,
LÜNET7,
NÜKTE7,
TÜNEK7,
TÜNEL7,
TÜREL7,
ÜLKER7,
ERMEK6,
ETMEK6,
ETMEN6,
EKLEM6,
ENLEM6,
ELMEK6,
KEREM6,
KEMER6,
KEMRE6,
KELEM6,
METRE6,
MELEK6,
MERET6,
MEREK6,
REMEL6,
TEMEL6,
TEMEK6,
TELEM6,
TERME6,
TEKME6,
ERKEN5,
ETKEN5,
EKLER5,
ENTEL5,
KERTE5,
KETEN5,
KELLE5,
KENET5,
KELER5,
NELER5,
NEKRE5,
TELEK5,
TEREK5,
TEKNE5,
TEKER5,
TEKEL5
ERKEN
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
- erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
- erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı
ETKEN
[isim]
[kimya]
-
Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
[dil bilgisi]
Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde
EKLER
(Kelime Kökeni: Fransızca éclair)
[isim]
-
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
ENTEL
(Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)
[sıfat]
-
Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
[isim] [mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
KERTE
[isim]
-
İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kertesine gelmek
- kertesine getirmek
Birleşik Kelimeler: son kerte
KETEN
(Kelime Kökeni: Arapça kettān)
[isim] [bitki bilimi]
-
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
[sıfat]
-
Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)
Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış.
- Ahmet Hamdi Tanpınar
Birleşik Kelimeler: keten helva, keten kuşu, keten tohumu, bataklık keteni, su keteni, yaban keteni
KELLE
(Kelime Kökeni: Farsça kelle)
[isim]
-
Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KENET
[isim]
-
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- kenet etmek
- kenet gibi yapışmak
Birleşik Kelimeler: kenet mili
KELER
[isim] [hayvan bilimi]
-
Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)
Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri
NELER
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
NEKRE
(Kelime Kökeni: Arapça nekre)
[sıfat] [eskimiş]
TELEK
[isim] [hayvan bilimi]
-
Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy
TEREK
[isim] [eskimiş]
-
Evlerin veya dükkânların yüksekçe yerinde bulunan raf
TEKNE
[isim]
[denizcilik]
[denizcilik]
-
Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü
[jeoloji]
-
Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı
[coğrafya]
[müzik]
-
Ut, tambur vb. çalgılarının sesi yükselten oyuk ve şişkin parçası
Birleşik Kelimeler: tekne kazıntısı, kaba tekne, livarlı tekne, duş teknesi, gangama teknesi, hamur teknesi, mercan teknesi
TEKER
[isim]
[sıfat]
-
Tekerlek biçimde olan
Bir teker peynir.
[gök bilimi]
-
Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
[gök bilimi]
-
Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- tekere çomak sokmak
- tekerine (veya tekerinin önüne) taş koymak
- teker meker yuvarlanmak
Birleşik Kelimeler: arka teker, art teker, çevre teker, çiftteker, düzen teker, ön teker, üçteker, yedek teker, Güneş tekeri