KÜFÜRLEŞMEK harflerini içeren 3 harfli 26 kelime bulunuyor. 3 harfli KÜFÜRLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ŞEF12,
KÜF11,
EFE9,
FER9,
FEL9,
FEK9,
KEF9,
LEF9,
ŞEM7,
KEŞ6,
LEŞ6,
MÜL6,
ŞER6,
ŞEK6,
EKÜ5,
KÜL5,
KÜR5,
LÜK5,
ÜRE5,
KEM4,
ERK3,
ELK3,
EKE3,
KEK3,
KEL3,
KER3
ERK
[isim]
-
Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
[mecaz]
-
Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz
[toplum bilimi]
-
Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği
Birleşik Kelimeler: anaerki, ataerki, bey erki, din erki, el erki, soylu erki, takım erki, varsıl erki, yargı erki, zengin erki
ELK
(Kelime Kökeni: İngilizce elk)
[isim] [hayvan bilimi]
-
Kuzey Avrupa'da yaşayan, geniş dallı boynuzları olan, iri bir tür geyik
EKE
[sıfat] [halk ağzında]
-
Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
[isim] [mecaz]
-
Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
KEK
(Kelime Kökeni: İngilizce cake)
[isim]
-
Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
[argo]
-
Aptal, bön, kolay aldatılabilen (kimse)
Birleşik Kelimeler: çaylı kek, kakaolu kek, sade kek, üzümlü kek
KEL
(Kelime Kökeni: Farsça kel)
[sıfat]
[mecaz]
[mecaz]
-
Gelişmemiş, cılız (bitki)
Kel bir ağaç.
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kel başa şimşir tarak
- kele köseden yardım olmaz
- keli görünmek
- keli kızmak
- keli körü toplamak
- kelin ayıbını takke örter
- kelin merhemi olsa başına sürer (veya kelin medarı olsa kendi başında olur)
- kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
- kel yanında kabak anılmaz
Birleşik Kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan
KER
(Kelime Kökeni: Farsça ker)
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: kerli ferli
KEM
(Kelime Kökeni: Farsça kem)
[sıfat] [eskimiş]
-
Kötü, fena (göz, söz vb.)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kem söz, kalp (veya kem) akçe sahibinindir
Birleşik Kelimeler: kem göz
EKÜ
(Kelime Kökeni: Fransızca écu)
[isim] [eskimiş]
KÜL
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kül bağlamak
- kül etmek
- kül gibi
- kül olmak
- kül ufak olmak
- külünü savurmak
- kül yemek (veya yutmak)
Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü
[isim] [eskimiş]
KÜR
(Kelime Kökeni: Fransızca cure)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kürünü kırmak
- kürünü öldürmek
LÜK
(Kelime Kökeni: Farsça luk)
[isim] [eskimiş]
-
Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı
Birleşik Kelimeler: lük boyası
ÜRE
(Kelime Kökeni: Fransızca urée)
[isim] [kimya]
-
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
KEŞ
(Kelime Kökeni: Farsça keşk)
[isim] [halk ağzında]
-
Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
[sıfat] [argo]
[sıfat] [argo]
LEŞ
(Kelime Kökeni: Farsça lāşe)
[isim]
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- leş gibi
- leş gibi sarhoş
- leş gibi serilmek
- leşini çıkarmak
- leşini sermek
Birleşik Kelimeler: leş kargası, gemi leşi
MÜL
(Kelime Kökeni: Farsça mul)
[isim]