KÖMÜRSÜ ile Oluşan Kelimeler (KÖMÜRSÜ Kelime Türetme)



KÖMÜRSÜ harflerinden oluşan 23 kelime bulunuyor. KÖMÜRSÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kömürsü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KÖMÜRSÜ19

6 Harfli Kelimeler

SÖMÜRÜ18

5 Harfli Kelimeler

SÖKÜM15, KÖMÜR14, SÜMÜK11, SÜRÜM11, KÜRSÜ10

4 Harfli Kelimeler

ÖRÜM13, ÖMÜR13, ÖRÜK12, KÜSÜ9, SÜRÜ9, ÜMÜK9, ÜRKÜ8

3 Harfli Kelimeler

ÖRÜ11, KÖS10, ÖRS10, SÖR10, KÖR9, ÖRK9, KÜS6, KÜR5

2 Harfli Kelimeler

ÜS5


KÜR (Kelime Kökeni: Fransızca cure)


[isim]
  • İyi bakım ve ilaç tedavisi

    Daireden yıllık iznimi alınca kürümü günde on iki saate çıkardım. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kür yapmak

[sıfat]
  • İnatçı, hırslı (adam)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kürünü kırmak
  • kürünü öldürmek


ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)


[isim] [matematik]
  • Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
[isim] [eskimiş]
  • Kök, asıl, temel, esas
[askerlik]
  • Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge

    Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü


KÜS


[sıfat]
  • Dargın

    Bu sınıfta küs çocuklar var.


ÜRKÜ


[isim]
  • Topluluğu saran ortak korku, panik

KÜSÜ


[isim] [halk ağzında]
  • Küskünlük

SÜRÜ


[isim]
  • Evcil hayvanlar topluluğu

    Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Yönlendirilebilen insan topluluğu

    Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürüden ayrılanı kurt kapar
  • sürüden ayrılmak
  • sürüsüne bereket!
  • sürüyü güden kurdu görür

Birleşik Kelimeler: sürü sepet, sürü sürü, bir sürü


ÜMÜK


[isim] [halk ağzında]
  • Boğaz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ümüğüne sarılmak (veya basmak)
  • ümüğünü sıkmak


KÖR (Kelime Kökeni: Farsça kūr)


[sıfat]
  • Görme engelli
[mecaz]
  • Az aydınlık veren

    Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu. - Mahmut Yesari

[mecaz]
  • Kötü

    Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan

    Kör sokak.

[mecaz]
  • Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
[mecaz]
  • Duyarlığını yitirmiş

    Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kör değneğini beller gibi
  • köre renkten bahsolunmaz
  • kör görmez, sezer
  • kör itin öldüğü yer
  • kör kör parmağım gözüne
  • kör kurttan bile vazgeçmemek
  • körler mahallesinde ayna satmak
  • körler memleketinde şaşılar padişah olur
  • körle yatan şaşı kalkar
  • kör olası (veya olasıca veya olsun)
  • kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
  • kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
  • kör satıcının kör alıcısı olur
  • körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
  • körün taşı

Birleşik Kelimeler: körağaç, kör alan, kör baca, kör bağırsak, kör boğaz, kör çapa, kör dövüşü, kör duman, kördüğüm, körebe, kör fare, kör hat, kör kadı, kör kandil, kör kaya, kör köstebek, kör kurşun, kör kuyu, körkütük, kör nişancı, kör nokta, kör ocak, köroğlu, kör sıçan, kör şans, kör şeytan, kör talih, kör tapa, kör topal, kör uçuş, kör yılan, körü körüne, bakar kör, elinin körü, gecenin körü, renk körü, üstünkörü, sabahın körü


ÖRK


[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük

KÜRSÜ (Kelime Kökeni: Arapça kursī)


[isim]
  • Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer

    İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]
  • Sandalye
[eskimiş]
  • Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm

Birleşik Kelimeler: kürsü başkanı, kürsü hocası, kürsü şeyhi, baca kürsüsü


KÖS (Kelime Kökeni: Farsça kūs)


[isim] [eskimiş]
  • Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kös dinlemek

Birleşik Kelimeler: kös kös


ÖRS


[isim]
  • Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç

    Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı. - Yaşar Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • örs ve çekiç arasında kalmak

Birleşik Kelimeler: örs kemiği


SÖR (Kelime Kökeni: Fransızca soeur)


[isim]
  • Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın
[isim]
  • İngiliz soyluluk unvanı

SÜMÜK


[isim]
  • Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı

Birleşik Kelimeler: sümük doku


SÜRÜM


[isim] [ticaret]
  • Bir ticaret malının satılır olması, revaç

    Bu malın sürümü yoktur.

[ekonomi]
  • Bir paranın geçer olması, tedavül

    Bu para sürümden kaldırıldı.

[ekonomi]
  • Devletçe para, senet ve tahvil çıkarma, piyasaya sürme, emisyon
[bilişim]
  • Değişik biçim, versiyon

Birleşik Kelimeler: sürüm sürüm