KURUMSALLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KURUMSALLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 29 kelime bulunuyor. 8 harfli KURUMSALLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

RUSLAŞMA14, RUMLAŞMA14, SARMAŞMA14, ULULAŞMA14, KULLAŞMA13, KAMAŞMAK13, KASLAŞMA13, KARMAŞMA13, MASUMLUK13, URLAŞMAK13, UMURSAMA13, ALLAŞMAK12, AKLAŞMAK12, KURUMSAL12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, KURULAMA11, KURULMAK11, KUMLAMAK11, KURAMSAL11, SALAMURA11, ULULAMAK11, MAKASKAR10, SALLAMAK10, SAKLAMAK10, KARLAMAK9, LAKLAMAK9


KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


LAKLAMAK


[-i]
  • Laka veya vernik sürmek

MAKASKÂR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -kār)


[isim] [eskimiş]
  • Kâğıt oymacılığı ile uğraşan kimse, oymacı

SALLAMAK


[-i]
  • Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek

    Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Beklenmedik bir başarı kazanmak

    Seçimlerde Ankara'yı salladı.

[mecaz]
  • Zor durumda bırakmak
[argo]
  • Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak

    Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz] [argo]
  • Vurmak, atmak

    Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallamamak

Birleşik Kelimeler: kuyruksallayan


SAKLAMAK


[-i]
  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i] [-de]
  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

[-i] [-de]
  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i] [-den]
  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e] [-i]
  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı


KURULAMA


[isim]
  • Kurulamak işi

    Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın. - Necip Fazıl Kısakürek


KURULMAK


[nesnesiz]
  • Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak

    Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay - Ahmet Muhip Dranas

[-e]
  • Rahatça oturmak, yerleşmek

    Bayramlarda bir payton tutar, tek başına arkaya kurulur, saatlerce dolaşırdı. - Cahit Külebi

[mecaz]
  • Övünür biçimde davranışlarda bulunmak, kasılmak

    Adam amma da kuruluyor.


KUMLAMAK


[-i]
  • Kumla kaplamak veya kum dökmek

KURAMSAL


[sıfat]
  • Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı

SALAMURA (Kelime Kökeni: İtalyanca salamoiare)


[isim]
  • Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su
[sıfat]
  • Bu suyun içinde tutulmuş olan

    Salamura balık.


ULULAMAK


[-i]
  • Ağırlamak

ALLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu


AKLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KURUMSAL


[sıfat]
  • Kurumla ilgili

KAŞLAMAK


[-i]
  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak