KUMRUCU ile Oluşan Kelimeler (KUMRUCU Kelime Türetme)



KUMRUCU harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. KUMRUCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kumrucu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KUMRUCU14

6 Harfli Kelimeler

KURUCU12

5 Harfli Kelimeler

KUMCU11, MUCUR11, MUCUK11, KURUM8, KUMRU8

4 Harfli Kelimeler

UMUR7, KURU6, URUK6

3 Harfli Kelimeler

CUK7, UMU6, KUM5, RUM5, KUR4

2 Harfli Kelimeler

UR3


UR


[isim] [tıp]
  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru


KUR (Kelime Kökeni: Fransızca cours)


[isim] [ekonomi]
  • Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri

    Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı.

Birleşik Kelimeler: cari kur, çapraz kur, dalgalı kur, efektif kur, katlı kur, sabit kur, döviz kuru

[isim]
  • Karşı cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kur yapmak


KUM


[isim] [madencilik]
  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu


RUM (Kelime Kökeni: Arapça rūm)


[isim]
  • Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse
[tarih]
  • Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan, Roma yurttaşı haklarına sahip olan halk
[eskimiş]
  • Anadolu

Birleşik Kelimeler: Rum ateşi


KURU


[sıfat]
  • Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı

    Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Etkisi ve sonucu olmayan

    Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]
  • Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
[mecaz]
  • Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze

    Kuru, zevksiz bir hayat.

[mecaz]
  • Akıcı olmayan, duygudan yoksun

    Kuru bir anlatım.

[isim]
  • Kuru fasulye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuru başına kalmak
  • kuruda kalmak
  • kuru gayret çarık eskitir
  • kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
  • kuru laf karın doyurmaz
  • kurunun yanında yaş da yanar
  • kuru tahtada kalmak

Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu


URUK


[isim] [eskimiş]
  • Soy, sülale

UMU


[isim]
  • Umut, istek, arzu

UMUR (Kelime Kökeni: Arapça umūr)


[isim]
  • Aldırış etme, önem verme

    Kim aldırır? Annesi umurumda mıydı benim? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • umurumda değil
  • umurumun teki
  • umurunda olmamak

[isim] [eskimiş]
  • İşler

    Artık siyaset ve hükûmet umurunu erbabına bırak! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: umurgörmüş


CUK


[zarf]
  • "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz

KURUM


[isim]
  • Bacalarda biriken kalın is

    Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum. - Halikarnas Balıkçısı

[isim] [hukuk]
  • Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese

    Türk Dil Kurumu.

Birleşik Kelimeler: eğitim kurumu, kamu kurumu

[isim]
  • Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurum (veya kurumunu) satmak
  • kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak)


KUMRU (Kelime Kökeni: Farsça ḳumrī)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumru gibi

Birleşik Kelimeler: kumrugöğsü, küçük kumru, çifte kumrular, arpacı kumrusu

[isim]
  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri

KUMCU


[isim]
  • Kum getirip satan kimse

MUCUR (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim]
  • Mıcır
[isim]
  • Kırşehir iline bağlı ilçelerden biri

MUCUK


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür küçük sinek

KURUCU


[sıfat]
  • Bir kurumun, bir işin kurulmasını sağlayan, müessis
[isim]
  • Bir kuruluşu oluşturan kimse

    Gazetenin kurucusu.

[isim] [dil bilgisi]
  • Cümleyi oluşturan ögelerin her biri

Birleşik Kelimeler: oyun kurucu, piyasa kurucu