KULUÇKAHANE harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli KULUÇKAHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇULHA13,
HAKÇA12,
HALAÇ12,
HUKUK11,
HALUK10,
UÇKUN10,
AHLAK9,
AHENK9,
ELHAK9,
HELAK9,
HALEN9,
HALKA9,
HANAK9,
HANEK9,
HAKAN9,
KULAÇ9,
NAHAK9,
ALNAÇ8,
ALÇAK8,
ÇANAK8,
ÇAKAL8,
ÇALAK8,
KAÇAK8,
KALÇA8,
KAKAÇ8,
LAÇKA8,
NALÇA8,
KULUN7,
UNLUK7,
KULAK6,
KUKLA6,
UKALA6,
ANLAK5,
ALKAN5,
AKLEN5,
AKLAN5,
KANAL5,
KANKA5,
KALAN5,
KALAK5
ANLAK
[isim] [ruh bilimi]
ALKAN
(Kelime Kökeni: Fransızca alcane)
[isim] [kimya]
-
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin
AKLEN
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)
[zarf] [eskimiş]
-
Akıl gereğince, akıl yönünden
AKLAN
[isim] [coğrafya]
-
Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile
Karadeniz aklanı.
KANAL
(Kelime Kökeni: Fransızca canal)
[isim]
-
Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu
Süveyş Kanalı.
Panama Kanalı.
[anatomi]
-
İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol
[coğrafya]
-
İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz
Mozambik Kanalı.
Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları
KANKA
[isim] [teklifsiz konuşmada]
-
Kardeş kadar yakın olan kimse
KALAN
[sıfat]
[isim] [matematik]
[isim] [matematik]
-
Bölme işleminde bölünenden artan sayı
KALAK
[isim] [halk ağzında]
KULAK
[isim] [anatomi]
[anatomi]
[müzik]
-
Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
[coğrafya]
-
Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
[mecaz]
-
Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulağı (bir şeyde) olmak
- kulağı (veya kulakları) çınlasın
- kulağı ağır işitmek
- kulağı dikilmek
- kulağı duvar olmak
- kulağına çalınmak
- kulağına çarpmak
- kulağına fısıldamak
- kulağına gelmek
- kulağına girmemek
- kulağına gitmek
- kulağına inanmamak
- kulağına kar suyu kaçırmak
- kulağına kar suyu kaçmak
- kulağına koymak (veya sokmak)
- kulağına küpe olmak (veya etmek)
- kulağına söylemek
- kulağını açmak
- kulağını bükmek
- kulağını çekmek
- kulağını çınlatmak
- kulağını doldurmak
- kulağının üzerine yatmak
- kulağının zarı patlamak
- kulağını sağır etmek
- kulağı okşamak
- kulağı olmamak
- kulağı ters taraftan göstermek
- kulak (veya kulağını) tırmalamak
- kulak (veya kulaklarını) tıkamak
- kulak arkası (veya ardı) etmek
- kulak asmak
- kulak kabartmak
- kulak kesilmek
- kulak kıvırmak
- kulakları dolmak
- kulaklarına kadar kızarmak
- kulaklarını dikmek
- kulaklarının pasını gidermek
- kulakları paslanmak
- kulakları patlatmak
- kulakları uğuldamak
- kulak tutmak
- kulak vermek
- kulak vermek
Birleşik Kelimeler: kulak altı bezi, kulak çivisi, kulakdavulu, kulak demiri, kulak dolgunluğu, kulak erimi, kulak kepçesi, kulak kulağa, kulak memesi, kulak misafiri, kulak sadakası, kulak tıkacı, kulak tırmalayıcı, kulaktozu, kulak zarı, kulağı delik, kulağı kesik, kulağı kirişte, kulağı tetikte, kulağı tıkalı, dış kulak, ekşikulak, iç kulak, kabakulak, kamışkulak, karakulak, kepçe kulak, orta kulak, yelken kulak, aslankulağı, ayıkulağı, baca kulağı, cankulağı, denizkulağı, deniz kulağı, eşekkulağı, farekulağı, filkulağı, kuzukulağı, müzik kulağı, saban kulağı, sıçankulağı, tavşankulağı, eli kulağında, ağzı kulaklarında
[isim] [eskimiş]
KUKLA
(Kelime Kökeni: Rumca)
[isim]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kukla gibi
- kukla gibi oynatmak
Birleşik Kelimeler: kukla hükûmet, kukla oyunu, kukla tiyatrosu
UKALA
(Kelime Kökeni: Arapça ʿuḳalā)
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: ukala dümbeleği
KULUN
[isim] [hayvan bilimi]
-
Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu
Ata Sözleri ve Deyimler
UNLUK
[isim]
-
Değirmende unun biriktiği yer
[sıfat]
-
Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)
ALNAÇ
[isim] [halk ağzında]
ALÇAK
[sıfat]
[mecaz]
-
Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
Ata Sözleri ve Deyimler
- alçaktan uçmak
- alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar
- alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
- alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
- alçak yer yiğidi hor gösterir
Birleşik Kelimeler: alçak basınç, alçak gerilim, alçak gönüllü, alçak kabartma, alçak ses, alçak yaylak, yalımı alçak