KRUVAZİYER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KRUVAZİYER harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli KRUVAZİYER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAVUZ17, KAVUZ15, AVİZE14, VEZİR14, YUVAK14, YUVAR14, YAVRU14, ZİRVE14, AYEVİ13, VİYAK13, YAVER13, KUVER12, VAKUR12, EVRİK11, EVRAK11, KİRVE11, KUZEY11, REVİR11, REVAK11, AZERİ8, ERZAK8, İKRAZ8, KİRAZ8, KURYA8, KURYE8, KERİZ8, REKİZ8, KARYE7, ERİKA5, İKRAR5


ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

İKRAR (Kelime Kökeni: Arapça iḳrār)


[isim] [eskimiş]
  • Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikrar etmek
  • ikrar vermek


KARYE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarye)


[isim] [eskimiş]
  • Köy

AZERİ (Kelime Kökeni: Farsça āẕer + Arapça -ī)


[isim]
  • Azerbaycan Türkü

ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)


[isim]
  • Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı

    Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin


İKRAZ (Kelime Kökeni: Arapça iḳrāż)


[isim] [eskimiş]
  • Borç veya ödünç verme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikraz etmek


KİRAZ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium)

Birleşik Kelimeler: kiraz dudaklı, kiraz domates, kiraz elması, kiraz reçeli, kiraz zamkı, ekşi kiraz, kokulu kiraz, yabani kiraz, Hint kirazı, kuş kirazı

[isim]
  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)


[isim]
  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KURYE (Kelime Kökeni: Fransızca courrier)


[isim]
  • Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse

KERİZ (Kelime Kökeni: Farsça kārīz)


[isim]
  • Geriz, çirkef, pislik
[argo]
  • Kumar
[argo]
  • Kolayca kandırılabilen kimse, aptal
[argo]
  • Eğlenti

REKİZ (Kelime Kökeni: Arapça rekz)


[isim]
  • Dikme, saplama, kurma

EVRİK


[sıfat] [matematik] [mantık]
  • Başka bir önermeye, teoreme veya probleme göre terimleri ters durumda olan (önerme, teorem veya problem)

    `Üçün altıya oranı, altının on ikiye oranı gibidir` ve `on ikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir` önermeleri, birbirinin evriğidir.


EVRAK (Kelime Kökeni: Arapça evrāḳ)


[isim]
  • Resmî kurumlarda işlem gören belgeler

    Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi. - Samiha Ayverdi

[eskimiş]
  • Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları
[eskimiş]
  • Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar

Birleşik Kelimeler: evrak çantası, evrak dolabı, kıymetli evrak


KİRVE


[isim] [halk ağzında]
  • Sünnet olan çocuğun bütün masraflarını üstlendikten sonra sünnet sırasında çocuğu kucağına alarak elini, kolunu tutan ve bütün hayatı boyunca çocuk üzerinde babasına yakın hak taşıyan kimse

KUZEY


[isim]
  • Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı
[denizcilik]
  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: Kuzey Amerika, kuzeybatı, kuzeydoğu, Kuzey Kutbu, kuzey küre, kuzey noktası, Kuzey Yıldızı