KORUNAKSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KORUNAKSIZ harflerini içeren 5 harfli 58 kelime bulunuyor. 5 harfli KORUNAKSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ONSUZ11, ARSIZ10, ANSIZ10, SIZAK10, SARIZ10, SAKIZ10, ZORUN10, ZARSI10, ARKOZ9, KORZA9, KIZAK9, KIZAN9, KOZAK9, KOZAN9, KAZIK9, NAKIZ9, NAZIR9, ZURNA9, ORASI8, SOKUR8, SORUN8, AKSON7, KONSA7, KONUK7, KORUK7, KORUN7, KONUR7, KORKU7, KISKA7, KURON7, KASNI7, KASIK7, KASIR7, KASKO7, NAKIS7, NASIR7, SOKAK7, SONRA7, SONAR7, SOKRA7, SUNAK7, SANIK7, SARIK7, SANRI7, SAKIN7, AKKOR6, KONAK6, KORNA6, KURNA6, KURAK6, KARIK6, KARIN6, KANIK6, KARUN6, KIRAN6, NOKRA6, RAKUN6, KRANK5


KRANK (Kelime Kökeni: İngilizce crank)


[isim] [teknik]
  • Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil

Birleşik Kelimeler: krank mili


AKKOR


[sıfat]
  • Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan

    Akkor kömür.


KONAK


[isim]
  • Büyük ve gösterişli ev

    Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım. - Etem İzzet Benice

[hayvan bilimi]
  • Konakçı
[eskimiş]
  • Araba veya hayvanla bir günde alınan yol

    Buradan orası beş konaktır.

[eskimiş]
  • Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konak gibi

Birleşik Kelimeler: konak yavrusu, bülbülkonağı, hükûmet konağı

[isim] [halk ağzında]
  • Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası
[isim]
  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

KORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca corna)


[isim]
  • Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson

    Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. - Aka Gündüz


KURNA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurne)


[isim]
  • Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne

    Yıkanmak için aralık yerdeki kurnaya müracaat... - Sait Faik Abasıyanık


KURAK


[sıfat]
  • Yağışsız (hava, mevsim, yıl)

    Kurak bir yıl geçiriyoruz.

Birleşik Kelimeler: yarı kurak


KARIK


[isim]
  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
[sıfat]
  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
[isim] [halk ağzında]
  • Ark

KARIN


[isim]
  • İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi

    Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • İç, gönül, akıl, kafa

    Ben senin karnındakini ne bileyim?

[mecaz]
  • Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
[fizik]
  • Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karın doyurmak
  • karnı büyümek
  • karnından konuşmak (veya söylemek)
  • karnını doldurmak
  • karnı tok it gölgede yatar
  • karnı tok, sırtı pek
  • karnı zil çalmak

Birleşik Kelimeler: karın ağrısı, karın boşluğu, karıntası, karın tokluğuna, karın zarı, karından ayaklılar, karından bacaklılar, karnı aç, karnı burnunda, karnı geniş, karnıkara, karnı kara, karnı tok, karnıyarık, karnından konuşan, orta karın, yumuşak karın, aç karnına, tok karnına


KANIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kanaatkâr

KARUN (Kelime Kökeni: Arapça ḳārūn)


[isim]
  • Çok zengin kimse
[isim]
  • Kur'an'da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi

KIRAN


[sıfat]
  • Kırma işini yapan (kimse)

    Taş kıran işçiler.

[isim]
  • Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet

    Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıran girmek

Birleşik Kelimeler: kıran kırana, bacakkıran, buzkıran, dalgakıran, dalkıran, danakıran otu, evcikkıran, fındıkkıran, filizkıran, kayışkıran, Kervankıran, kılkıran, malkıran, pirekıran, sabankıran, saçkıran, taşkıran, yelkıran, yıldırımkıran

[isim] [halk ağzında]
  • Kıyı, kenar, çevre, uç
[coğrafya]
  • Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı

NOKRA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳra)


[isim]
  • Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık

RAKUN (Kelime Kökeni: İngilizce racoon)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 santimetre olan kürklü hayvan (Procyon lotor)

AKSON (Kelime Kökeni: Fransızca axone)


[isim] [anatomi]
  • Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı

KONSA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Taşlık