KOLEKSİYONCULUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KOLEKSİYONCULUK harflerini içeren 6 harfli 36 kelime bulunuyor. 6 harfli KOLEKSİYONCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SOYUCU15, KOYUCU14, OYUNCU14, KOYCUK13, SOLOCU13, SOKUCU13, KOKUCU12, SONCUL12, SUYOLU12, İNCESU11, LOSYON11, OYUKLU11, YOKSUL11, YOKSUN11, KONSEY10, SOKULU10, SELCİK10, YOKLUK10, YOLLUK10, CİNSEL10, KOKULU9, KONSOL9, KONULU9, KUSKUN9, OKULLU9, OLUKLU9, SOLLUK9, KOLONİ8, KOLLUK8, KİLOLU8, KULLUK8, SİKLON8, KİKLON7, KESKİN7, KEKLİK6, KELLİK6


KEKLİK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)

    Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim - Ruhsati

[mecaz]
  • Alımlı, güzel kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keklik gibi

Birleşik Kelimeler: çantada keklik, kınalı keklik, torbada keklik


KELLİK


[isim]
  • Kel olma durumu

    Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor. - Ömer Seyfettin


KİKLON (Kelime Kökeni: Almanca Kyklon)


[isim]
  • Siklon

KESKİN


[sıfat]
  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]
  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]
  • Hassas
[mecaz]
  • Dikkatli
[argo]
  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]
  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

KOLONİ (Kelime Kökeni: Fransızca colonie)


[isim]
  • Sömürge
[hayvan bilimi]
  • Birlik durumda yaşayan aynı türden organizmaların oluşturduğu topluluk

KOLLUK


[isim]
  • Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet

    Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]
  • Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma

    Bu onurlu kolluk görevini seve seve üstlenirlerdi. - Muzaffer Uyguner

Birleşik Kelimeler: karakolluk, kolluk kuvveti


KİLOLU


[sıfat]
  • Ağır

KULLUK


[isim]
  • Kul olma durumu, kölelik, ubudiyet

    Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

[tarih]
  • Karakol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulluk etmek

Birleşik Kelimeler: kulluk kölelik


SİKLON (Kelime Kökeni: Fransızca cyclone)


[isim]
  • Atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtına, kiklon

KOKULU


[sıfat]
  • Kokusu olan

    Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: kokulu çayır otu, kokulu kiraz, kokulu sabun, hoş kokulu


KONSOL (Kelime Kökeni: Fransızca console)


[isim]
  • Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya

    Mektupları götürmüş, konsolun üzerine koyuyordu. - Tarık Buğra

[mimarlık]
  • Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, diğer bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi

    Konsol kiriş.

Birleşik Kelimeler: konsol saati


KONULU


[sıfat]
  • Konusu olan, mevzulu

KUSKUN


[isim]
  • Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış

    O başta: Kuskunu kopmuş eyerli düldüller / Bu başta: Paldımı düşmüş semerli bülbüller - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: kuskunu düşük


OKULLU


[isim]
  • Bir okula devam eden kimse, öğrenci

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okullu olmak


OLUKLU


[sıfat]
  • Oluğu olan

    Kiremitlerin rengi, oluklu şekli dillerde gezerken kapısını söküp yeniledi. - Lâtife Tekin