KOKUŞMA ile Oluşan Kelimeler (KOKUŞMA Kelime Türetme)



KOKUŞMA harflerinden oluşan 50 kelime bulunuyor. KOKUŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kokuşma kelimesinin anlamı nedir? Kokuşma ile başlayan kelimeler. İçinde kokuşma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KOKUŞMA13

6 Harfli Kelimeler

KOKMUŞ12, KOŞMAK11, OKUMAK9

5 Harfli Kelimeler

KOMŞU11, KOŞUM11, KOKUŞ10, KOŞAM10, KOŞMA10, KOŞUK10, KUMAŞ10, MAŞUK10, AKKUŞ9, KUŞAK9, OKUMA8, KOKMA7

4 Harfli Kelimeler

KOŞU9, KOŞA8, UŞAK8, KOKU6, KOMA6, KUMA6, KAMU6, MOKA6, KOKA5, KUKA5, OKKA5

3 Harfli Kelimeler

MUŞ8, ŞOM8, KUŞ7, MAŞ7, ŞUA7, ŞOK7, ŞAM7, AŞK6, KAŞ6, ŞAK6, KOM5, KUM5, OMA5, KOK4, KAM4, KAK3

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, AŞ5, OM4, AM3, MA3, OK3, AK2


AK


[isim]
  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [mecaz]
  • Temiz
[sıfat] [mecaz]
  • Dürüst
[sıfat] [mecaz]
  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı


KAK


[isim] [halk ağzında]
  • Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu

    İki sipahinin yancıklarında biraz peksimet, biraz da dut kakı olduğu hâlde daha bir lokma yemiş değillerdi. - Nihal Atsız

[sıfat] [mecaz]
  • Zayıf ve kuru (kimse)

AM


[isim] [kaba konuşmada]
  • Dişilik organı
[kimya]
  • Amerikyum elementinin simgesi

OK


[isim]
  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
[matematik]
  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku


KOK (Kelime Kökeni: İngilizce coke)


[isim]
  • Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü

Birleşik Kelimeler: kok kömürü


KAM


[isim]
  • Şaman
[isim]
  • Zevk, mutluluk, tat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâm almak


OM


[isim]
  • Kemiklerin toparlak ucu
[isim] [fizik]
  • Elektrikte iletkenin direnç birimi

KOKA (Kelime Kökeni: İspanyolca coca)


[isim] [bitki bilimi]
  • İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)

KUKA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Dantel veya nakış ipliği yumağı
[isim]
  • Tespih, sigara ağızlığı vb.nin yapımında kullanılan, siyah veya sütlü kahve renginde Hindistan cevizi kökü
[sıfat]
  • Bu kökten yapılan

    Pek kıymetli olan ve hemen daima ellediği siyah kuka bir tespihle dolaşırdı. - Abdülhak Şinasi Hisar


OKKA (Kelime Kökeni: Arapça vuḳiyye)


[isim] [eskimiş]
  • 1,282 kilogram veya 400 dirhemlik ağırlık ölçüsü birimi, kıyye

    Beş okka şekeri tam on gün idare ettik. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okka çekmek
  • okka her yerde dört yüz dirhem
  • okkanın altına gitmek


KOM


[isim] [halk ağzında]
  • Ağıl, davar ağılı

KUM


[isim] [madencilik]
  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu


OMA


[isim] [halk ağzında]
  • Kalça kemiği


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


KOKU


[isim]
  • Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu

    Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün. - Elif Şafak

[mecaz]
  • Belirti, işaret

    Ortalıkta bir savaş kokusu var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kokusu çıkmak
  • kokusunu (veya koku) almak (veya duymak)
  • kokusu sinmek

Birleşik Kelimeler: koku alma duyusu, koku alma organı, koku tedavisi, hoş koku, ağız kokusu, küf kokusu