KOKULANDIRMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



KOKULANDIRMAK harflerini içeren 7 harfli 83 kelime bulunuyor. 7 harfli KOKULANDIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOLANIM12, DOLAMIK12, DOKUNMA12, DOKUMAK12, DOLUKMA12, DUMANLI12, KUMANDI12, ONDURMA12, ONMADIK12, OLDURMA12, OLMADIK12, ARDILMA11, ANDIRMA11, ADAMLIK11, ANADOLU11, AKLIMDA11, ALDIRMA11, DOLANMA11, DOLAMAK11, DOMALAN11, DONAMAK11, DURAKLI11, DUKALIK11, DARILMA11, DAMARLI11, DAMAKLI11, KODAMAN11, KODLAMA11, KUMANDA11, KADROLU11, MANDIRA11, ONDALIK11, AROMALI10, ADAKLIK10, KONULMA10, KOMALIK10, KORUMAK10, KORUNMA10, KANDIRA10, KARADUL10, ONULMAK10, OKUNMAK10, OLUNMAK10, ARINMAK9, ANMALIK9, ANILMAK9, ANIRMAK9, ANORMAL9, ALINMAK9, IKLAMAK9, KOKLAMA9, KIRKMAK9, KINAMAK9, KINLAMA9, KORKMAK9, KURNALI9, KORUNAK9, KANIKMA9, KANIRMA9, KARIKMA9, KARILMA9, KARIMAK9, KARINMA9, KARAMUK9, KALINMA9, KAKAOLU9, KAKILMA9, KAKIMAK9, KAKMALI9, MARKALI9, OKKALIK9, OKLAMAK9, OKLANMA9, OKRAMAK9, ONARMAK9, RAKAMLI9, ULANMAK9, UNLAMAK9, ARKALIK8, KARAKOL8, KARAKUL8, KARALIK8, KALKMAK8


ARKALIK


[isim]
  • Sırt dayamaya yarayan yer

    Rıza Efendi iskemlesinin arkalığına iyice yaslandı. - Tarık Buğra

[eskimiş]
  • Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü

KARAKOL


[isim]
  • Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı

    O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. - Refik Halit Karay

[tarih]
  • Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karakola düşmek
  • karakol gezmek
  • karakol kurmak

Birleşik Kelimeler: karakol gemisi, karakol hattı, ileri karakol, jandarma karakolu, nizamiye karakolu, polis karakolu, sınır karakolu


KARAKUL


[isim] [hayvan bilimi]
  • Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun, karagül

KARALIK


[isim]
  • Kara olma durumu

Birleşik Kelimeler: ağzı karalık, bahtı karalık, gözü karalık, yüzü karalık


KALKMAK


[nesnesiz]
  • Gitmek üzere yerinden ayrılmak

    Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.

[-den]
  • Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak

    Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[-den]
  • Uyanarak yataktan ayrılmak

    İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin

[-den]
  • Uçmak, havalanmak

    Uçak pistten kalktı.

[-e]
  • Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak

    At, art ayakları üzerine kalktı.

[-den]
  • Yok olmak, artık bulunmamak

    Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.

[-e]
  • Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek

    Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı

[-e]
  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek

    Dörtnala kalkmak.

    Tırısa kalkmak.

[-e] [-den]
  • Başka yere gitmek, taşınmak

    O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı

[-e]
  • Ayakta beklemek

    Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkıp kalkıp oturmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka


ARINMAK


[nesnesiz]
  • Temizlenmek
[mecaz]
  • Rahatlamak

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner


ANMALIK


[isim]
  • Anılmak üzere verilen nesne, hatıra, yadigâr, bergüzar

ANILMAK


[nesnesiz]
  • Anma işine konu olmak, hatırlanmak

    Oğlakçı köyünün Kerem dede diye anılan beyaz sakallı, güzel yüzlü âşık bir şairi varmış. - Halide Edip Adıvar


ANIRMAK


[nesnesiz]
  • Eşek bağırmak

ANORMAL (Kelime Kökeni: Fransızca anormal)


[sıfat]
  • Genel olana, alışılmışa ve kurala aykırı olan, normal olmayan, düzgüsüz

    Kadını âdeta şehvetli ve anormal bir zevkle, değil erkek hatta kızlar bile seyrediyordu. - Halide Edip Adıvar


ALINMAK


[-e] [nesnesiz]
  • Alma işi yapılmak

    Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-den]
  • Uyarlanmak
[-e] [-den] [mecaz]
  • Bir sözün, bir davranışın kendisine söylediğini veya yapıldığını sanarak incinmek, kırılmak

    Emekli ajan, alınmış gibi maun masanın arkasında oturan kişiyi süzdü. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: açığa alınmak


IKLAMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Yük altında güçlükle solumak

Birleşik Kelimeler: ıklaya sıklaya


KOKLAMA


[isim]
  • Koklamak işi

KIRKMAK


[-i]
  • Bir şeyi uçlarından kesmek

KINAMAK


[-i]
  • Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan