KOCASIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KOCASIZLIK harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli KOCASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ACISIZ15, AZICIK14, KOZACI14, KAZICI14, ASKICI12, KILSIZ12, SILACI12, SIKICA12, AZIKLI11, ACILIK11, ACIKLI11, AKILCI11, ILICAK11, KOLACI11, KIZLIK11, KOCALI11, KOZALI11, KALICI11, OCAKLI11, SAZLIK11, ASKILI9, SIKLIK9, OKKALI8, SAKLIK8


OKKALI


[sıfat]
  • Kiloca fazla olan, ağır çeken

    Ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Çok, fazla

    Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Ağır, şiddetli

    Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: okkalı kahve


SAKLIK


[isim]
  • Uyanıklık

ASKILI


[sıfat]
  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak


SIKLIK


[isim]
  • Sık olma durumu
[fizik]
  • Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

Birleşik Kelimeler: kelime sıklığı


AZIKLI


[sıfat]
  • Azığı olan
[mecaz]
  • Yoksulları doyuran

ACILIK


[isim]
  • Acı olma durumu

    Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık

    Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu. - Adalet Ağaoğlu


ACIKLI


[sıfat]
  • Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun

    Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acıklı başta akıl olmaz

Birleşik Kelimeler: acıklı komedi


AKILCI


[sıfat] [felsefe]
  • Akılcılıktan yana olan, usçu, rasyonalist (kimse)

ILICAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Ilıkça

KOLACI


[isim]
  • Kola (II) seven kimse
[isim]
  • Giysi, örtü, çarşaf vb.ni yıkayarak kolalayan ve ütüleyen kimse

    Adam sen de! Çamaşırları toplar, kolacıya yollarım, hem yıkar hem de ütüler. - Memduh Şevket Esendal


KIZLIK


[isim]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[sıfat]
  • Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

    İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]
  • Üvey kız

Birleşik Kelimeler: kızlık zarı


KOCALI


[sıfat]
  • Kocası olan, evli (kadın)

Birleşik Kelimeler: karılı kocalı


KOZALI


[sıfat]
  • Kozası olan

KALICI


[sıfat]
  • Sürekli, geçici karşıtı

Birleşik Kelimeler: kalıcı makyaj, kalıcı ruj


OCAKLI


[sıfat]
  • Ocağı olan, içinde ocağı bulunan

    Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. - Sait Faik Abasıyanık

[tarih]
  • Ocaktan olan (yeniçeri)