KESELETME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KESELETME harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli KESELETME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Keseletme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Keseletme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ESMEK7, ESEME7, KESME7, MESEL7, MELES7, SEKME7, ESLEK6, ETMEK6, ETSEL6, EKLEM6, ELEME6, ELMEK6, KESEL6, KELES6, KELEM6, MELEK6, SELEK6, SEKTE6, SEKEL6, TEMEL6, TEMEK6, TELES6, TELEM6, TEKME6, TELEK5, TEKEL5


TELEK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy

TEKEL


[isim]
  • Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
[mecaz]
  • Bir kişi veya kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç

    Özel yalıların tekelinden kurtarılan yeni kıyılar da halkın denizle buluşmasını sağlayacak. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekelinde olmak
  • tekeline (veya tekellerine) almak

Birleşik Kelimeler: tekel bayisi, tekel maddesi, tekel ürünleri


ESLEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti

ETMEK


[nesnesiz]
  • Bir işi yapmak

    Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. - Haldun Taner

[-i]
  • Bulmak, erişmek

    Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. - Refik Halit Karay

[-i] [-den]
  • Birini bir şeyden yoksun bırakmak
[-e]
  • Küçük veya büyük abdestini yapmak

    Çocuk altına etti.

[eskimiş]
  • Demek, söylemek

    Emrah eder düştüm dile / Bülbül figan eder güle - Erzurumlu Emrah

Ata Sözleri ve Deyimler

  • edememek
  • eden bulur, inleyen ölür
  • etme (veya etme yahu)
  • etmediğini bırakmamak (veya komamak)
  • etme eyleme
  • ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • ettiğini bulmak (veya çekmek)
  • ettiğini yanına bırakmamak
  • ettiği yanına (kâr) kalmak
  • ettiğiyle kalmak


ETSEL


[sıfat]
  • Ete ait

EKLEM


[isim] [anatomi]
  • Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi


ELEME


[isim]
  • Elemek işi, eliminasyon
[spor]
  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme


ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))


[isim] [bilişim]
  • Elektronik posta

KESEL (Kelime Kökeni: Arapça kesel)


[isim] [eskimiş]
  • Gevşeklik, tembellik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesel gelmek

Birleşik Kelimeler: kesel perdesi


KELES


[isim]
  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)


[isim] [halk ağzında]
  • Lahana

Birleşik Kelimeler: etsiz kelem


MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)


[isim] [din bilgisi]
  • Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
[mecaz]
  • Terbiyeli, uysal kimse

    Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melek gibi

Birleşik Kelimeler: melek otu


SELEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Cömert

Birleşik Kelimeler: eli selek


SEKTE (Kelime Kökeni: Arapça sekte)


[isim]
  • Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, durgu
[eskimiş]
  • Bozukluk
[eskimiş]
  • İnme, felç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sekte vermek
  • sekte vurmak
  • sekteye uğramak
  • sekteye uğratmak

Birleşik Kelimeler: kalp sektesi


SEKEL (Kelime Kökeni: Fransızca séquelle)


[isim] [tıp]
  • Bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu

    Kırık ve çıkık sekellerine kaplıca yararlıdır.