KERTENKELELER harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KERTENKELELER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ERKEK5,
ERKEN5,
ETENE5,
ETKEN5,
EKLER5,
ENTEL5,
KERTE5,
KETEN5,
KELLE5,
KENET5,
KELER5,
KEKRE5,
KELEK5,
NELER5,
NEKRE5,
TELEK5,
TEREK5,
TEKNE5,
TEKKE5,
TEKER5,
TEKEL5
ERKEK
[isim]
[biyoloji]
-
Sperma oluşturan organizma
[sıfat] [mecaz]
[sıfat]
-
Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
- erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
- erkek gibi
- erkek koyun kasap dükkânına yaraşır
- erkek olmak
- erkek sel, kadın göl
Birleşik Kelimeler: erkek anahtar, erkek bakır, erkek berberi, erkek demir, erkek erkeğe, erkekevi, erkek Fatma, erkek fiş, erkek işi, erkek milleti, erkek organ, erkek terzisi, erkekler hamamı
ERKEN
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
- erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
- erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı
ETENE
[isim] [anatomi]
[bitki bilimi]
-
Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
ETKEN
[isim]
[kimya]
-
Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
[dil bilgisi]
Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde
EKLER
(Kelime Kökeni: Fransızca éclair)
[isim]
-
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
ENTEL
(Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)
[sıfat]
-
Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
[isim] [mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
KERTE
[isim]
-
İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kertesine gelmek
- kertesine getirmek
Birleşik Kelimeler: son kerte
KETEN
(Kelime Kökeni: Arapça kettān)
[isim] [bitki bilimi]
-
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
[sıfat]
-
Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)
Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış.
- Ahmet Hamdi Tanpınar
Birleşik Kelimeler: keten helva, keten kuşu, keten tohumu, bataklık keteni, su keteni, yaban keteni
KELLE
(Kelime Kökeni: Farsça kelle)
[isim]
-
Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KENET
[isim]
-
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- kenet etmek
- kenet gibi yapışmak
Birleşik Kelimeler: kenet mili
KELER
[isim] [hayvan bilimi]
-
Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)
Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri
KEKRE
[sıfat]
-
Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan
KELEK
[isim] [bitki bilimi]
[sıfat]
-
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
Kelek mısır.
[sıfat]
[sıfat] [argo]
Ata Sözleri ve Deyimler
NELER
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
NEKRE
(Kelime Kökeni: Arapça nekre)
[sıfat] [eskimiş]