Kel ile Başlayan Kelimeler



KEL ile başlayan 50 kelime bulunuyor. Başında KEL olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kel kelimesinin anlamı nedir? Kel ile biten kelimeler. İçinde kel olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KELİMEİŞEHADET24

13 Harfli Kelimeler

KELEPÇELENMEK21

12 Harfli Kelimeler

KELEPÇELEMEK20, KELEPÇELENME20, KELEPİRCİLİK19, KELİMELEŞMEK17

11 Harfli Kelimeler

KELEPÇELEME19, KELAMIKADİM16, KELİMELEŞME16, KELAMIKİBAR15, KELERGİLLER15

10 Harfli Kelimeler

KELEPÇESİZ21, KELEPÇİLİK17, KELEPLEMEK15, KELEBEKLER12

9 Harfli Kelimeler

KELEPÇELİ16, KELEPİRCİ16, KELEPLEME14, KELİMESİZ14, KELLEŞMEK13

8 Harfli Kelimeler

KELOĞLAN16, KELEPSER13, KELLEŞME12, KELEŞLİK11, KELAYNAK10, KELALAKA8, KELEKLİK8

7 Harfli Kelimeler

KELEPÇE14, KELEPÇİ14, KELİFİT13, KELEPİR11, KELLECİ10, KELEBEK9

6 Harfli Kelimeler

KELECİ9, KELEME7, KELİME7, KELKİT6, KELLİK6

5 Harfli Kelimeler

KELEP9, KEL8, KELES6, KELAM6, KELEM6, KELİK5, KELLE5, KEL5, KELER5, KELEK5

4 Harfli Kelimeler

KELE4

3 Harfli Kelimeler

KEL3


KEL (Kelime Kökeni: Farsça kel)


[sıfat]
  • Saçı dökülmüş olan (kimse)

    Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam. - Ahmet Ümit

[mecaz]
  • Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)

    Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Gelişmemiş, cılız (bitki)

    Kel bir ağaç.

[mecaz]
  • İçinde az eşya bulunan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kel başa şimşir tarak
  • kele köseden yardım olmaz
  • keli görünmek
  • keli kızmak
  • keli körü toplamak
  • kelin ayıbını takke örter
  • kelin merhemi olsa başına sürer (veya kelin medarı olsa kendi başında olur)
  • kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
  • kel yanında kabak anılmaz

Birleşik Kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan


KELE


[isim] [halk ağzında]
  • Boğa, tosun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleye çekmek


KELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eski ayakkabı

KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)


[isim]
  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek


KELLİ


[edat] [halk ağzında]
  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı


KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


KELEK


[isim] [bitki bilimi]
  • Olgunlaşmamış, ham kavun
[sıfat]
  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]
  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat] [argo]
  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak


KELKİT


[isim]
  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

KELLİK


[isim]
  • Kel olma durumu

    Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor. - Ömer Seyfettin


KELES


[isim]
  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

KELAM (Kelime Kökeni: Arapça kelām)


[isim] [eskimiş]
  • Söz

    Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle - Karacaoğlan

[din bilgisi]
  • Başta Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslamiyetin ana ilkelerini konu edinen bilim

Birleşik Kelimeler: Kelam-ı Kadim, kelamıkibar, edebikelam, hasılıkelam, velhasılıkelam, dünya kelamı


KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)


[isim] [halk ağzında]
  • Lahana

Birleşik Kelimeler: etsiz kelem


KELEME


[sıfat] [halk ağzında]
  • Sürülmeden bırakılmış (tarla)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleme olmak


KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)


[isim]
  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi


KELALAKA (Kelime Kökeni: Fransızca quel + Arapça ʿalāḳa)


[ünlem] [argo]
  • `İlgisi yok, ne ilgisi var` anlamlarında kullanılan bir söz