KAYPAKLAŞMA Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KAYPAKLAŞMA harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli KAYPAKLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kaypaklaşma ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Kaypaklaşma olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ŞAPLAK13, YAPMAK13, KAYPAK12, YALPAK12, YAŞAMA12, YAŞMAK12, KAPLAM11, KAPMAK11, KAPAMA11, APALAK10, ALPAKA10, KALPAK10, MAŞALA10, AYLAMA9, KAYMAK9, YAKMAK9, YALAMA9, AKYAKA8, YALAKA8, AKLAMA7, KALKMA7, KALMAK7


AKLAMA


[isim]
  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi


KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


AKYAKA


[isim]
  • Kars iline bağlı ilçelerden biri

YALAKA


[isim] [halk ağzında]
  • Dalkavuk
[sıfat]
  • Arsız, sırnaşık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalaka olmak


AYLAMA


[isim]
  • Aylamak işi

KAYMAK


[isim]
  • Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
[mecaz]
  • Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaymağını almak (veya yemek)
  • kaymağı seven mandayı yanında taşır
  • kaymak bağlamak (veya tutmak)
  • kaymak gibi

Birleşik Kelimeler: kaymakaltı, kaymak kâğıdı, kaymak tabakası, kaymak takımı, kaymak taşı, Afyon kaymağı, kireç kaymağı, nişadır kaymağı

[nesnesiz]
  • Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek

    Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]
  • Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
[argo]
  • Cinsel ilişkide bulunmak

Birleşik Kelimeler: kaykaç, kaykay, sinekkaydı


YAKMAK


[nesnesiz]
  • Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
[-i]
  • Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak

    Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Çok sıcak olmak

    Bugün güneş yakıyor.

[tıp]
  • Tedavi etmek amacıyla doku, damar vb. dağlamak
[mecaz]
  • Silahla vurmak
[mecaz]
  • Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek

    Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Güçlü sevgi uyandırmak
[mecaz]
  • Zamanında kullanılmadığından hükmünü yitirmek

    Biletini ve tatilini yaktı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakıp yıkmak

Birleşik Kelimeler: yakan top, yakar top

[nesnesiz]
  • Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek

YALAMA


[isim]
  • Yalamak işi
[sıfat]
  • Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.)
[sıfat]
  • Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim)
[sıfat] [argo]
  • Sözünde durmayan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalama olmak

Birleşik Kelimeler: yalama uçuş, yalama yazı


APALAK


[sıfat]
  • Tombul, gürbüz, iri (bebek veya küçük çocuk)

ALPAKA (Kelime Kökeni: Fransızca alpaca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Çift parmaklılar takımının devegiller sınıfından, Güney Amerika'da yaşayan, uzun tüylü, memeli bir hayvan (Lama glama pacos)
[isim] [kimya]
  • Alman gümüşü

KALPAK


[isim]
  • Kesik koni biçiminde deri, kürk veya kumaştan yapılmış başlık

    Al bir kalpak giymişti al / Al bir ata binmişti al / Zafer ırak mı dedim / Aha diyordu - Fazıl Hüsnü Dağlarca


MAŞALA (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [halk ağzında]
  • Bağ ve bahçelerde kenarları set biçiminde birbirinden ayrılan, genellikle dikdörtgen toprak parçası

KAPLAM


[isim] [mantık]
  • Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul

    Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler.


KAPMAK


[-i]
  • Birdenbire yakalayarak, çekerek almak

    Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. - Halit Ziya Uşaklıgil

[nesnesiz]
  • Bulaşmış olmak, geçmek

    Hastalık kapmak. Huy kapmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapanın elinde kalmak
  • kapıp koyuvermek

Birleşik Kelimeler: kapan kapana, kapkaç, kaptıkaçtı, böcekkapan, demirkapan, kılkapan, pirekapan, samankapan, sinekkapan, uşakkapan