KAVURMAÇ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KAVURMAÇ harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli KAVURMAÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇAVMA15, VURAÇ15, VURMA13, VAKUM13, AKVAM12, MAVRA12, VAKUR12, VARMA12, VARAK11, VAKAR11, ÇUMRA10, ÇAMUR10, UÇMAK10, AÇMAK9, ÇAKMA9, KAÇMA9, MAÇKA9, ARKAÇ8, ÇARKA8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, KRAÇA8, KAÇAR8, KURAM7, KURMA7, KUMAR7, KARMA6, MARKA6, RAMAK6, RAKAM6


KARMA


[isim]
  • Karmak işi
[sıfat]
  • Ayrı türden olan ögelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit

    Karma futbol takımı.

Birleşik Kelimeler: karma aşı, karma eğitim, karma ekonomi, karmakarış, karmakarışık, karma okul, karma sergi, karma tamlama, karma tren


MARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca marca)


[isim]
  • Resim veya harfle yapılan işaret
[mecaz]
  • Tanınmış ürün, saygın kişi vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • marka giymek
  • marka olmak

Birleşik Kelimeler: çarliston marka, çarliston marka kereste, kazık marka


RAMAK (Kelime Kökeni: Arapça ramaḳ)


[isim]
  • `Bir şeyin olmasına çok az kalmak` anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer

    Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı. - Ahmet Midhat


RAKAM (Kelime Kökeni: Arapça raḳam)


[isim] [matematik]
  • Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri

    0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ...

Birleşik Kelimeler: astronomik rakam, toparlak rakam, Arap rakamları, Romen rakamları


KURAM


[isim]
  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı


KURMA


[isim]
  • Kurmak işi
[sıfat]
  • Prefabrik

    Kurma ev.

Birleşik Kelimeler: yeniden kurma


KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)


[isim]
  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane


ARKAÇ


[isim] [halk ağzında]
  • Ağıl

ÇARKA


[isim] [tarih]
  • Osmanlı ordusunda öncü görevi

ÇAKAR


[isim] [denizcilik]
  • Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener

ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)


[isim]
  • İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları

KRAÇA


[isim] [hayvan bilimi]
  • İstavrit balığının küçüğü

KAÇAR


[sıfat]
  • Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

    Bu evler kaçar odalı?

    Her birinden kaçar tane aldınız?


AÇMAK


[-i]
  • Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek

    Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu

[nesnesiz]
  • Yapmak, düzenlemek

    Sınav açmak.

[nesnesiz]
  • Ayırmak, tahsis etmek

    Senin için üst katta bir oda açtık.

[nesnesiz]
  • Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak

    Hava açtı.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Geçit sağlamak

    İki oda arasına kapı açtık.

[mecaz]
  • Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek

    Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.

[eskimiş]
  • Savaşla almak, fethetmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aç gözünü, açarlar gözünü
  • açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
  • açtı ağzını, yumdu gözünü

Birleşik Kelimeler: yivaçar


ÇAKMA


[isim]
  • Çakmak işi
[sıfat] [argo]
  • Taklit olan, sahte
[halk ağzında]
  • Deri hastalığı, yara, çıban

Birleşik Kelimeler: çakma kapı