KAVMİYET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KAVMİYET harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli KAVMİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kavmiyet ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kavmiyet olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MİYAV14, YEVMİ14, AYEVİ13, VİYAK13, İVMEK12, KAVİM12, KAVMİ12, MEVTA12, MEVKİ12, TEVKİ11, TAVİK11, VAKİT11, EYTAM8, KİMYA8, KAYME8, YİTME8, YETİM8, YETKİ7, YETİK7, YEKTA7, AKEMİ6, EMTİA6, İTMEK6, İKAME6, KAMET6, KAİME6, MAKET6, TAMİK6, TAKİM6


AKEMİ


[isim]
  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)


[isim] [eskimiş] [ticaret]
  • Mal

İTMEK


[-i]
  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

[fizik]
  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.


İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)


[isim] [eskimiş]
  • Yerine koyma, yerine kullanma
[sıfat]
  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal


KAMET (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Boy, endam

    Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar. - Haldun Taner

[isim] [din bilgisi]
  • Farz olan namazdan önce okunan iç ezan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamet getirmek
  • kameti artırmak


KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)


[isim] [eskimiş]
  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.


MAKET (Kelime Kökeni: Fransızca maquette)


[isim]
  • Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği

    Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: maket bıçağı


TAMİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Derinleştirme

TAKİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿḳīm)


[isim] [eskimiş]
  • Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma

YETKİ


[isim]
  • Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet

    Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetki vermek

Birleşik Kelimeler: yetki belgesi, yetki devri, yetki gasbı, sınırsız yetki, takdir yetkisi, yargı yetkisi, yasama yetkisi


YETİK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Yetişmiş, erişmiş, büyümüş

Birleşik Kelimeler: aklı yetik


YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)


[sıfat] [eskimiş]
  • Tek, eşsiz

EYTAM (Kelime Kökeni: Arapça eytām)


[isim] [eskimiş]
  • Yetimler

Birleşik Kelimeler: darüleytam


KİMYA (Kelime Kökeni: Arapça kīmyāʾ)


[isim]
  • Maddelerin temel yapılarını, birleşimlerini, dönüşümlerini, çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim
[mecaz]
  • Üstün özellikler taşıyan çok değerli şey

    Emniyetlerini kazanmak için bu esrar bir kimya gibi gizli kalmalıdır. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Uyum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimya olmak

Birleşik Kelimeler: kimya doğrulumu, kimya göçümü, inorganik kimya, organik kimya, uzvi kimya, plazma kimyası


KAYME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)


[isim] [halk ağzında]
  • Kâğıt para, kaime