KATMANLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KATMANLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KATMANLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAMAŞMAK13, MAŞALAMA13, MATLAŞMA13, ANLAŞMAK12, ANTLAŞMA12, AKLAŞMAK12, KAŞANMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKLAMAK12, TAŞLAMAK12, TAŞLANMA12, KAMALAMA10, TAMLAMAK10, ANLATMAK9, ATLANMAK9, AKLANMAK9, KANATMAK9, KANLAMAK9, KAKALAMA9, KALAMATA9, KATLAMAK9, KATLANMA9, TANLAMAK9


ANLATMAK


[-e] [-i]
  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

[nesnesiz]
  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek


ATLANMAK


[nesnesiz]
  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]
  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.


AKLANMAK


[nesnesiz]
  • Ak olmak, temizlenmek

    Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.

[hukuk]
  • Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek

    Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı. - Haldun Taner

[hukuk]
  • Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak

KANATMAK


[-i]
  • Kanamasına yol açmak veya kanamasını sağlamak

    Kendilerine acındırmak için yalandan kavgaya tutuşup birbirlerinin saçlarını başlarını yoldular. Yüzlerini kanattılar. - Lâtife Tekin


KANLAMAK


[-i]
  • Kana bulamak

KAKALAMA


[isim]
  • Kakalamak işi

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini


KATLAMAK


[-i]
  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık


KATLANMA


[isim]
  • Katlanmak işi

    Yalnız katlanmamı değil katlanmam gereken şeyi yapması için eline silah vermemi de istiyordu. - Reha Mağden


TANLAMAK


[-e] [halk ağzında]
  • Şaşmak, şaşırmak

KAMALAMA


[isim]
  • Kamalamak işi

TAMLAMAK


[-i]
  • Tamlama oluşturmak

ANLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak

    Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi? - Nermi Uygur

[-le]
  • Sözleşmek, sözleşme imzalamak, kavletmek

ANTLAŞMA


[isim]
  • İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt

Birleşik Kelimeler: saldırmazlık antlaşması


AKLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak