KARINCAİNCİTMEZ Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KARINCAİNCİTMEZ harflerini içeren 8 harfli 30 kelime bulunuyor. 8 harfli KARINCAİNCİTMEZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MACERACI16, MERCANCI16, İTİRAZCI15, ERZİNCAN14, CİCİANNE14, KIZARTMA13, MANTARCI13, MANİTACI13, MİNNACIK13, ANAMNEZİ12, ANTİKACI12, İZİNNAME12, İNCİTMEK12, İNCİNMEK12, KANTARCI12, KARAİMCE12, KATMERCİ12, KATRANCI12, MARKİZET12, MAKİNECİ12, MİNARECİ12, KANTİNCİ11, KARATECİ11, NAZİKANE11, TANKERCİ11, ANIRTMAK10, KANIRTMA10, MANTIKEN10, TANINMAK10, AMERİKAN9


AMERİKAN (Kelime Kökeni: Fransızca américain)


[sıfat]
  • Amerikalılara özgü olan

    Çalıştığı Amerikan okulunda öğretmen, ılım ılım bir aşk yaşadığını söyler. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: Amerikan armudu, Amerikan bademi, Amerikan bar, Amerikan bezi, Amerikan elması, Amerikan İngilizcesi, Amerikan salatası, Amerikan üzümü


ANIRTMAK


[-i]
  • Anırmasını sağlamak

KANIRTMA


[isim]
  • Kanırtmak işi

MANTIKEN (Kelime Kökeni: Arapça manṭiḳen)


[zarf]
  • Mantıkça

TANINMAK


[nesnesiz]
  • Kim veya ne olduğu bilinmek

    İçeride bir süre, tanınan bu sesin verdiği bir korku ile her şey sustu. - Refik Halit Karay


KANTİNCİ


[isim]
  • Kantin işleten kimse

KARATECİ


[isim]
  • Karate yapan kimse

NAZİKÂNE (Kelime Kökeni: Farsça nāzukāne)


[zarf]
  • Nazikçe

    Yakından tanıdığında çok nazikâne kapının yolunu gösterdi. - Cahit Uçuk


TANKERCİ


[isim]
  • Tankerle taşımacılık yapan kimse

ANAMNEZİ (Kelime Kökeni: Fransızca anamnèsie)


[isim] [tıp]
  • Anamnez

ANTİKACI


[isim]
  • Antika eşya, eser satan veya toplayan kimse

    İyi seçmeyi bilen bir antikacı. - Necip Fazıl Kısakürek


İZİNNAME (Kelime Kökeni: Arapça iẕn + Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Bırakma veya çıkarma kâğıdı

İNCİTMEK


[-i]
  • İncinmesine yol açmak

    Sol ayağımı geçen gün biraz incitmiştim. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Kötü söz veya davranışla birini kırmak, üzmek

    Bu gibi işlerin halkı incitmeyeceğini söylediler. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: karıncaincitmez


İNCİNMEK


[nesnesiz]
  • Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek

    İncinir düz caddede, dağda gezen ayaklar. - Faruk Nafiz Çamlıbel

[-den] [mecaz]
  • Birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak

KANTARCI


[isim]
  • Kantar yapıp satan kimse