KARTPOSTALCILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KARTPOSTALCILIK harflerini içeren 5 harfli 176 kelime bulunuyor. 5 harfli KARTPOSTALCILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APACI13, KIPIK11, POSTA11, POTAS11, PIRTI11, PASLI11, SAPLI11, SAPKI11, SAPIK11, TIPKI11, ARICI10, APOTR10, APORT10, ATICI10, ACILI10, ALICI10, AKICI10, AKPAS10, ILICA10, KOPAL10, KAPLI10, KASAP10, KALIP10, KIRCI10, OTACI10, PLATO10, POLAR10, POLAT10, POLKA10, PARSA10, PASAK10, PASTA10, PALAS10, PALTO10, RATIP10, RASPA10, SALCI10, SALPA10, SARPA10, SAPAK10, SICAK10, TOPLA10, TOPAL10, TOPAK10, ARACI9, APTAL9, KLAPA9, KAPAK9, KALCI9, KIRCA9, LAKAP9, PLAKA9, PARKA9, PATAK9, PATAL9, CARLI9, ASILI8, ISLIK8, KISIT8, KISKI8, KISIR8, KISIK8, ORASI8, OLASI8, SIRLI8, SIRIK8, SIKIT8, TIRIS8, CARTA8, ASLIK7, ASKLI7, ATILI7, ISTAR7, ISLAK7, ISKAT7, KISKA7, KITIK7, KITIR7, KASIK7, KASIR7, KASIT7, KASKO7, KASLI7, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, KILLI7, LIKIR7, ORALI7, RASIT7, SOKAK7, SOLAK7, SOKRA7, SIRAT7, SALTO7, SALLI7, SALIK7, SARIK7, SAKLI7, SAKIT7, SATIR7, TIRIL7, TIRIK7, TIKIR7, ARKIT6, ARTIK6, ASKAT6, ASTAT6, ASTAR6, ATLAS6, ALLIK6, ALKOL6, ALTLI6, ALTIK6, AKLIK6, AKKOR6, AKSAK6, AKORT6, ITLAK6, ILTAR6, KORAL6, KITAL6, KOTRA6, KOALA6, KARIK6, KARLI6, KATIK6, KATKI6, KATLI6, KATOT6, KATIR6, KARST6, KALAS6, KALIT6, KALIK6, KAKAO6, KIRAT6, LORTA6, LOKAL6, LASTA6, ORTAK6, OTLAK6, RASAT6, SKALA6, START6, SALTA6, SALAT6, SARAT6, SARAK6, SALAK6, SAKAT6, SAKAR6, SAKAL6, SAKAK6, TOKAT6, TORAK6, TIRAK6, TOTAL6, TASAR6, TARTI6, TALAS6, TAKSA6, TAKAS6, TATLI6, AKTAR5, KARAT5, KATAR5, KALAK5, TRATA5, TARAK5, TARLA5, TALAK5, TAKLA5, TAKAT5, TATAR5


AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)


[isim]
  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)


[isim]
  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı


KALAK


[isim] [halk ağzında]
  • Burun, burun ucu

TRATA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Torbalı balık ağı

TARAK


[isim]
  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

[anatomi]
  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
[hayvan bilimi]
  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
[hayvan bilimi]
  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı


TARLA


[isim]
  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası


TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase


TAKLA


[isim]
  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla


TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)


[isim]
  • Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet

    Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takat getirmek
  • takati kalmamak (veya kesilmek)
  • takati yetmemek

Birleşik Kelimeler: takat sınırı


TATAR


[isim] [eskimiş] [tarih]
  • Postayı süren kimse

Birleşik Kelimeler: tatar ağası, tatar arabası

[isim]
  • Tataristan'da, Batı Sibirya'da ve Rusya Federasyonu'nun değişik bölgelerinde yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Tatar böreği, Tatar çorbası


ARKIT


[isim] [halk ağzında]
  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK


[sıfat]
  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
[isim]
  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

[zarf]
  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim] [müzik]
  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı


ASKAT


[isim] [matematik]
  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.


ASTAT (Kelime Kökeni: Fransızca astate)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 85 olan, bizmutun alfa ışınlarıyla bombardımanı sonucu elde edilen yapay element, astatin (simgesi At)

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)


[isim]
  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı