KARGABURNU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KARGABURNU harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli KARGABURNU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BURGU13, GURUR11, KURGU11, RUGAN10, URGAN10, BURUN9, BURUK9, KUBUR9, KARGA9, BURAK8, BUNAK8, URBAN8, BARAN7, BARAK7, BANKA7, BANAK7, BARKA7, BAKAN7, KABAN7, KURNA6, KARUN6, RAKUN6, AKRAN5, KARAR5


AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)


[isim]
  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı


KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)


[isim]
  • Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[hukuk]
  • Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm

    Yargıç kararı.

[müzik]
  • Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karara bağlamak
  • karara kalmak
  • karar almak
  • karar altına almak
  • karara varmak
  • karar bulmak
  • kararında bırakmak
  • karar kılmak
  • karar vermek

Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı


KURNA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurne)


[isim]
  • Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne

    Yıkanmak için aralık yerdeki kurnaya müracaat... - Sait Faik Abasıyanık


KARUN (Kelime Kökeni: Arapça ḳārūn)


[isim]
  • Çok zengin kimse
[isim]
  • Kur'an'da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi

RAKUN (Kelime Kökeni: İngilizce racoon)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 santimetre olan kürklü hayvan (Procyon lotor)

BARAN (Kelime Kökeni: Farsça bārān)


[isim] [eskimiş]
  • Yağmur

BARAK


[isim] [halk ağzında]
  • Tüylü, kıllı çuha

BANKA (Kelime Kökeni: İtalyanca banca)


[isim]
  • Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında çeşitli etkinliklerde bulunan kuruluş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bankadan çekmek (veya almak)
  • banka gibi
  • bankaya yatırmak

Birleşik Kelimeler: banka cüzdanı, banka defteri, banka kartı, aracı banka, devlet bankası, göz bankası, kan bankası, veri bankası, yatırım bankası


BANAK


[isim] [halk ağzında]
  • Ekmek parçası, lokma

BARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca barca)


[isim]
  • Büyük sandal

BAKAN


[isim]
  • Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, icra vekili, nazır

    O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: Bakanlar Kurulu, başbakan, devlet bakanı


KABAN (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [halk ağzında]
  • Dik yokuş
[isim]
  • Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi

BURAK


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti

BUNAK


[sıfat]
  • Bunamış olan, matuh

    İhtiyar bunak, hâline bakmıyor da neler söylüyor. - Memduh Şevket Esendal


URBAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿurbān)


[isim] [eskimiş]
  • Çöl Arapları

    Büyük harpte Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve Urban yemiştir. - Falih Rıfkı Atay