KARBONLU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



KARBONLU harflerini içeren 4 harfli 48 kelime bulunuyor. 4 harfli KARBONLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BORU8, BOLU8, OBUA8, OBUR8, ABUK7, BORA7, BLOK7, BURA7, BULA7, BALO7, BARO7, ROBA7, RUBA7, URBA7, BARK6, BANK6, KONU6, KORU6, ONLU6, ONUR6, ORUN6, OKUL6, OKUR6, OLUK6, OLUR6, RULO6, AKOR5, AKUR5, KLON5, KLOR5, KOLA5, KRON5, KURA5, KULA5, KANO5, KARO5, ORAK5, ORAL5, ORAN5, ONAR5, OKAR5, ROKA5, URAN5, URLA5, ULAK5, ULAN5, KLAN4, KRAL4


KLAN (Kelime Kökeni: Fransızca clan)


[isim] [toplum bilimi]
  • Boy (II)

    Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi. - Melih Cevdet Anday


KRAL (Kelime Kökeni: Sırpça)


[isim]
  • En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse

    Norveç kralı.

[mecaz]
  • Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse

    Satranç kralı.

[mecaz]
  • Çok başarılı ve zengin iş adamı

    Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım. - Aka Gündüz

[sıfat] [mecaz]
  • Üstün, çok iyi

    Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kraldan çok kralcı olmak
  • krallara layık

Birleşik Kelimeler: taçsız kral


AKOR (Kelime Kökeni: Fransızca accord)


[isim] [müzik]
  • Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması

AKUR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳūr)


[sıfat] [eskimiş]
  • Azgın, şiddetli

    Ben, akur bir kuvvetin üstünde uçuyor gibi pek çabuk yakınlaşan uzaklara bakıyor, bu azgın ata bindikçe daima duyduğum şeyleri tekrar hissediyordum. - Ömer Seyfettin


KLON (Kelime Kökeni: İngilizce clone)


[isim] [biyoloji]
  • Kopya

KLOR (Kelime Kökeni: Fransızca chlore)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir element (simgesi Cl)

Birleşik Kelimeler: klor hidrat, klor hidrik asit, klorölçer


KOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca colla)


[isim]
  • Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
[isim] [bitki bilimi]
  • Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata)

Birleşik Kelimeler: kola cevizi


KRON


[isim]
  • Danimarka, Estonya, İsveç, İzlanda Norveç ve Slovakya'nın para birimi

KURA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurʿa)


[isim]
  • İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme

    Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kura çekmek
  • kurası olmak

Birleşik Kelimeler: kura efradı, kura neferi, kaçın kurası


KULA


[isim]
  • Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
[sıfat]
  • Bu renkte olan (at)

    Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Manisa iline bağlı ilçelerden biri

KANO (Kelime Kökeni: Fransızca canot)


[isim]
  • Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne

    Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu. - Aka Gündüz


KARO (Kelime Kökeni: Fransızca carreau)


[isim]
  • Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, orya
[mimarlık]
  • Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı

    Olmaz, ben bu karonun metrekaresini iki bine döşeyemem. - Muzaffer İzgü


ORAK


[isim]
  • Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı

Birleşik Kelimeler: orak ayı, orak böceği, orak işi, beyinorağı, çalgı orağı


ORAL (Kelime Kökeni: Fransızca oral)


[sıfat]
  • Ağızcıl
[zarf]
  • Ağız yoluyla
[edebiyat]
  • Söze dayanan

ORAN


[isim]
  • Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo

    Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And

[matematik]
  • İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

    Üçün sekize oranı.

Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı