KARAMSARLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KARAMSARLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KARAMSARLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SARMAŞMA14, KAMAŞMAK13, KASLAŞMA13, KARMAŞMA13, MAŞALAMA13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, KARAASMA10, KARAMSAR10, KAMALAMA10, KASALAMA10, MAKASKAR10, SARARMAK10, SAKLAMAK10, ARKALAMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, KARARMAK9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KARLAMAK9


ARKALAMA


[isim]
  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALAMAK


[-i]
  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]
  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA


[isim]
  • Araklamak işi, çalma, aşırma

KARARMAK


[nesnesiz]
  • Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
[mecaz]
  • Kederlenmek, canı sıkılmak
[mecaz]
  • Niteliğini yitirmek

    Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu. - Falih Rıfkı Atay


KARALAMA


[isim]
  • Karalamak işi
[mecaz]
  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri


KAKALAMA


[isim]
  • Kakalamak işi

KARLAMAK


[nesnesiz]
  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet


KARAASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Lohusa otu

KARAMSAR


[sıfat] [felsefe]
  • Kötümser

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karamsar olmak


KAMALAMA


[isim]
  • Kamalamak işi

KASALAMA


[isim]
  • Kasalamak işi

MAKASKÂR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -kār)


[isim] [eskimiş]
  • Kâğıt oymacılığı ile uğraşan kimse, oymacı

SARARMAK


[nesnesiz]
  • Sarı olmak, rengi sarıya dönmek

    Sigaradan sararmış dişleriyle dolgun dudaklarını kemiriyor. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sararıp solmak


SAKLAMAK


[-i]
  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i] [-de]
  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

[-i] [-de]
  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i] [-den]
  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e] [-i]
  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı


AKLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak