KARABUĞDAY Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KARABUĞDAY harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli KARABUĞDAY kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAĞDA16, BUĞRA15, AĞYAR14, DAĞAR14, YAĞAR14, UĞRAK13, BADYA11, BUDAK10, DUBAR10, DUYAR10, BARDA9, DAYAK9, YARDA9, BURAK8, DURAK8, KURYA8, ARDAK7, ARABA7, BARAK7, BARKA7, DAKAR7, KADAR7, KAYRA7, KAYAR7, YARAK7, YARKA7, ARAKA5


ARAKA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • İri taneli bezelye

ARDAK


[isim] [bitki bilimi]
  • İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

ARABA


[isim]
  • Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı

    Sarhoşların araba sürmeleri sakıncalıdır. - Elif Şafak

[sıfat]
  • Bu taşıtın aldığı miktarda olan

    İki araba saman. Bir araba kömür.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • araba devrilince yol gösteren çok olur
  • araba ile tavşan avlanmaz
  • araba kullanmak
  • arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
  • arabanın tekerine taş koymak
  • arabasını düze çıkarmak

Birleşik Kelimeler: araba araba, araba falakası, araba mezarlığı, araba vapuru, bir araba, yaylı araba, at arabası, çöp arabası, domuz arabası, el arabası, kağnı arabası, kira arabası, makam arabası, muhacir arabası, ordövr arabası, öküz arabası, polis arabası, servis arabası, şeytanarabası, tanzifat arabası, taş arabası, tatar arabası, tay tay arabası, top arabası, yarış arabası, yük arabası


BARAK


[isim] [halk ağzında]
  • Tüylü, kıllı çuha

BARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca barca)


[isim]
  • Büyük sandal

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)


[edat]
  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]
  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar


KAYRA


[isim]
  • Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet

Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası


KAYAR


[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi

YARAK


[isim] [eskimiş]
  • Silah
[kaba konuşmada]
  • Erkeklik organı

Birleşik Kelimeler: dalyarak


YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Büyük piliç

BURAK


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti

DURAK


[isim]
  • Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer

    İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm. - Sait Faik Abasıyanık

[dil bilgisi]
  • Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi
[edebiyat]
  • Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri
[müzik]
  • Bir ölçü uzunluğunda susma
[eskimiş]
  • Cümle sonundaki nokta

Birleşik Kelimeler: dolmuş durağı, emniyet durağı


KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)


[isim]
  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

BARDA


[isim]
  • Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç

DAYAK


[isim]
  • Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dayağa idmanlı olmak
  • dayak atmak
  • dayak cennetten çıkmıştır
  • dayak yemek

Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı

[isim]
  • Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda

Birleşik Kelimeler: duvar dayağı