KARABORSACILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KARABORSACILIK harflerini içeren 5 harfli 98 kelime bulunuyor. 5 harfli KARABORSACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BICIL12, CIBIL12, ABACI11, BOLCA11, BARCI11, BALCI11, ARICI10, ACABA10, ACILI10, ALICI10, AKICI10, BACAK10, ILICA10, KIRCI10, SALCI10, SICAK10, ARACI9, ABOSA9, BORSA9, BASKI9, BASIK9, KALCI9, KIRCA9, SABIR9, SABIK9, CARLI9, ASILI8, ABALI8, ACARA8, ALACA8, BORAK8, BASAR8, BASAK8, BAROK8, BALKI8, BALIK8, BAKIR8, ISLIK8, KISKI8, KOBRA8, KISIR8, KISIK8, KABLO8, KIRBA8, ORASI8, OLASI8, SIRLI8, SIRIK8, ARABA7, ASLIK7, ASKLI7, ABLAK7, BARAK7, BARKA7, BALAR7, BAKLA7, ISRAR7, ISLAK7, KISKA7, KASIK7, KASIR7, KASKO7, KASLI7, KABAK7, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, LIKIR7, ORALI7, SOKAK7, SOLAK7, SOKRA7, SALIK7, SARIK7, SAKLI7, AKLIK6, AKKOR6, AKSAK6, KORAL6, KOALA6, KARIK6, KARLI6, KALAS6, KALIK6, KAKAO6, RAKOR6, SKALA6, SARAK6, SALAK6, SAKAR6, SAKAL6, SAKAK6, ARAKA5, AKALA5, ALAKA5, KARAR5, KALAK5


ARAKA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • İri taneli bezelye

AKALA


[isim]
  • Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk

ALAKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)


[isim]
  • İlgi

    Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
  • alaka duymak
  • alakayı (veya alakasını) kesmek

Birleşik Kelimeler: kelalaka


KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)


[isim]
  • Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[hukuk]
  • Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm

    Yargıç kararı.

[müzik]
  • Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karara bağlamak
  • karara kalmak
  • karar almak
  • karar altına almak
  • karara varmak
  • karar bulmak
  • kararında bırakmak
  • karar kılmak
  • karar vermek

Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı


KALAK


[isim] [halk ağzında]
  • Burun, burun ucu

AKLIK


[isim]
  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı


AKKOR


[sıfat]
  • Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan

    Akkor kömür.


AKSAK


[sıfat]
  • Aksayan, hafifçe topallayan
[mecaz]
  • İyi gitmeyen, iyi işlemeyen

    İşin aksak yönü.

[isim] [edebiyat]
  • Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize
[isim] [müzik]
  • Türk müziğinde kıvrak bir usul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz

Birleşik Kelimeler: ağır aksak, yürük aksak, raks aksağı, Türk aksağı


KORAL (Kelime Kökeni: Fransızca choral)


[isim] [müzik]
  • Koro için yazılmış dinî ezgi
[sıfat]
  • Koroyla ilgili

KOALA


[isim]
  • Avustralya'da yaşayan, okaliptus yapraklarıyla beslenen, yaklaşık 80 santimetre boyunda, otçul, kuyruksuz, keseli, tüyleri soluk boz veya sarımsı renkte olan bir tür memeli (Phascolarctos cinereus)

KARIK


[isim]
  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
[sıfat]
  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
[isim] [halk ağzında]
  • Ark

KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş


KALAS (Kelime Kökeni: (Romanya'da Galati şehrinin adından))


[isim]
  • Kalın biçilmiş uzun tahta
[sıfat] [mecaz]
  • Kaba, anlayışsız kimse, kereste

    Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas. - Sulhi Dölek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalas gibi

Birleşik Kelimeler: denge kalası


KALIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kalmış, artmış

KAKAO (Kelime Kökeni: Fransızca cacao)


[isim] [bitki bilimi]
  • İki çeneklilerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaç, Hint bademi (Theobroma cacao)
[bitki bilimi]
  • Bu ağacın meyvesinin çekirdeği