KARABORSACI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KARABORSACI harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli KARABORSACI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Karaborsacı ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Karaborsacı olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SOBACI14, KABACA11, KISACA11, KASACI11, ORACIK11, SIRACA11, SARICA11, ARICAK10, ACIRAK10, BORAKS10, KARACI10, SABIKA10, AKARCA9, BROKAR9, KARACA9, KASABA9, AKRABA8, BARAKA8, BAKARA8, KABARA8, KASARA7, SARAKA7


KASARA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassero)


[isim] [denizcilik]
  • Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte

    Baş kasarası, kıç kasarası.


SARAKA


[isim] [argo]
  • Alay, istihza

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saraka etmek
  • sarakaya almak


AKRABA (Kelime Kökeni: Arapça aḳribā)


[isim] [hukuk]
  • Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler

    Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular

    Zulüm zorbalıkla akrabadır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akraba çıkmak
  • akraba olmak

Birleşik Kelimeler: akraba diller, hısım akraba, uzak akraba, uzaktan akraba, yakın akraba


BARAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca baracca)


[isim]
  • Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz, eğreti yapı

    Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür. - Orhan Seyfi Orhon


BAKARA (Kelime Kökeni: Fransızca baccara)


[isim]
  • İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar

    Geçenlerde bir iş adamı bakarada yüz bin liraya yakın para kaybetti. - Falih Rıfkı Atay


KABARA


[isim]
  • Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi

AKARCA


[isim]
  • Küçük akarsu
[halk ağzında]
  • Kemik veremi
[tıp]
  • Sürekli işleyen çıban, fistül

BROKAR (Kelime Kökeni: Fransızca brocart)


[isim]
  • Sırma veya gümüş işlemeli bir ipekli kumaş türü

KARACA


[sıfat]
  • Rengi karaya yakın olan, esmer

Birleşik Kelimeler: karaca darısı, karaca kuruca, karacaot

[isim] [hayvan bilimi]
  • Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan (Capreolus)
[isim] [anatomi]
  • Üst kol

Birleşik Kelimeler: karaca kemiği


KASABA (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣaba)


[isim]
  • Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde

    Biz, yolun üstünde, kasabanın çıkış yerinde boş bir handa otururduk. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: kasaba kurnazlığı


ARICAK


[isim]
  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri

ACIRAK


[sıfat]
  • Az acı, acımtırak

BORAKS (Kelime Kökeni: Fransızca borax)


[isim] [kimya]
  • Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu

KARACI


[isim] [askerlik]
  • Kara kuvvetlerine bağlı subay, astsubay veya er

SABIKA (Kelime Kökeni: Arapça sābiḳa)


[isim]
  • Geçmiş bulunan şey, geçmiş bulunan olay
[hukuk]
  • Geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç

    Üstelik sabıkası olduğu için iş bulması daha da güçtür. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: sabıka kaydı