KAPORASIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KAPORASIZ harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli KAPORASIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ZIPKA13, PAZAR12, SAPKI11, SAPIK11, ARSIZ10, AKPAS10, KASAP10, PARSA10, PASAK10, RASPA10, SIZAK10, SARPA10, SARIZ10, SAPAK10, SAKIZ10, ZARSI10, ARKOZ9, ARIZA9, KORZA9, PARKA9, SAZAK9, ORASI8, KASIR7, SOKRA7, SARIK7, SARAK6, SAKAR6


SARAK


[isim] [mimarlık]
  • Yapı yüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz silme

SAKAR


[isim]
  • Bazı hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke, küçük akıtma
[sıfat]
  • Sık sık küçük, önemsiz kazalar yapan (kimse)

    Orada ne babamın sakar hareketlerinden ne annemin çehresindeki hüznünden haberim olurdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sakar meke, sakar otu


KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)


[isim] [eskimiş]
  • Köşk

    Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit


SOKRA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Güverte döşemelerinde iki ağacın uç uca gelmesiyle oluşan aralık

SARIK


[isim]
  • Sarılarak meydana getirilen başlık

    O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi. - Tarık Buğra


ORASI


[isim]
  • O yer, ora

    Odam orası, dedi, sağ tarafa düşen kapı. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • orasına burasına
  • orası senin, burası benim dolaşmak (veya gezmek)


ARKOZ (Kelime Kökeni: Fransızca arkose)


[isim] [jeoloji]
  • Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç

    Değirmen taşları sert arkozdan yapılır.


ARIZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriża)


[isim]
  • Aksama, aksaklık, bozulma
[coğrafya]
  • Engebe
[müzik]
  • Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arıza yapmak


KORZA (Kelime Kökeni: İtalyanca crose)


[isim] [denizcilik]
  • Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması

PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)


[isim] [askerlik]
  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük

SAZAK


[isim] [coğrafya]
  • Kuvvetli esen rüzgâr

    Ne yaman esiyor Şad'ın sazağı / Kahpe felek bize kurdu tuzağı - Halk türküsü

[bitki bilimi]
  • Mersin

ARSIZ


[sıfat]
  • Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)

    Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[mecaz]
  • Kolayca üreyebilen (bitki)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş

Birleşik Kelimeler: arsız arsız, dayak arsızı, tokat arsızı


AKPAS


[isim] [bitki bilimi]
  • Lahana, turp, şalgam, karnabahar vb. bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle semizotugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida)

KASAP (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣṣāb)


[isim]
  • Sığır, koyun gibi eti yenecek hayvanları kesen veya dükkânında perakende olarak satan kimse

    Kasapla barışıp kendini benimsetince belki de yanında çalıştırırdı. - Muzaffer Uyguner

[sıfat] [mecaz]
  • Kan dökücü, hunhar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasaptaki ete soğan doğranmaz
  • kasap, yağı bol bulunca gerisini yağlar

Birleşik Kelimeler: kasaphane, kasap havası


PARSA (Kelime Kökeni: Farsça pārse)


[isim]
  • Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para

    Yıllardır parsa topladığı şehri geride bırakıp karanlık çökünceye kadar kırlarda yürüdü. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parsayı başkası toplamak