KANUNİYET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KANUNİYET harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli KANUNİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YEKUN8, YUNAN8, YUTAK8, YUNAK8, YAKUT8, AYNEN7, ENAYİ7, KENYA7, NİYET7, TENYA7, TAYİN7, YETKİ7, YENİK7, YETİK7, YEKTA7, YAKİN7, KUTAN6, KANUN6, NATUK6, TUNİK6, ANKET5, ANTEN5, ANTİK5, ETKİN5, ETNİK5, İNTAK5, İNTAN5, NAKİT5, NANİK5, TANİN5, TANEN5, TEKİN5


ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)


[isim]
  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak


ANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca antenne.)


[isim]
  • Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz
[hayvan bilimi]
  • Duyarga
[denizcilik]
  • Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar

Birleşik Kelimeler: anten yükselteci, çanak anten


ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)


[sıfat] [tarih]
  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ


ETKİN


[sıfat]
  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik
[felsefe]
  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
[kimya]
  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin


ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)


[sıfat] [toplum bilimi]
  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Konuşturma söyletme
[edebiyat]
  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak


İNTAN (Kelime Kökeni: Arapça intān)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Mikrop

    Yaranın intan ile karışması sizi fazla zayıf düşürmüş. - Reşat Nuri Güntekin


NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)


[isim] [ekonomi]
  • Para, akçe

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para


NANİK


[isim]
  • Başparmağı burna değdirip öteki parmakları açarak ve sallayarak yapılan alay işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nanik yapmak


TANİN (Kelime Kökeni: Arapça ṭanīn)


[isim] [eskimiş]
  • Tınlama

TANEN (Kelime Kökeni: Fransızca tanin)


[isim]
  • Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde

TEKİN


[sıfat]
  • Boş, içinde kimse bulunmayan
[isim] [tarih]
  • Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu

KUTAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Saka kuşu

KÂNUN (Kelime Kökeni: Arapça kānūn)


[isim] [eskimiş]
  • Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen `ateş ocağı` anlamındaki söz

    Eski tabirle kânunları yani aralık ve ocak aylarını sevmem. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: ilk kânun, son kânun

[isim] [hukuk]
  • Yasa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanun çıkarmak
  • kanunu çiğnemek

Birleşik Kelimeler: kanun adamı, kanun dışı, kanun hükmünde kararname, kanun koyucu, kanun layihası, kanun maddesi, kanunname, kanun sözcüsü, kanun tasarısı, kanun teklifi, kanunuesasi, vazııkanun, arz talep kanunu, orman kanunu, üç hâl kanunu

[isim] [müzik]
  • Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı

    Kanunun ilk kez Farabi tarafından yapıldığı söylenir.


NATUK (Kelime Kökeni: Arapça naṭūḳ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen