KANTİTATİF harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli KANTİTATİF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AFAKİ11,
AKTİF11,
FİTİN11,
FANTİ11,
FAKAT11,
FANTA11,
İNFAK11,
NİFAK11,
NAFTA11,
NAFİA11,
TAFTA11,
ANTİK5,
AKAİT5,
ATİNA5,
İNTAK5,
İTİNA5,
İTAAT5,
KİTİN5,
KANAT5,
NAKİT5,
TİTAN5,
TAKTİ5,
TAKAT5
ANTİK
(Kelime Kökeni: Fransızca antique)
[sıfat] [tarih]
-
İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika
Birleşik Kelimeler: Antik Çağ
AKAİT
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)
[isim] [din bilgisi]
-
Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
AT
[isim]
-
Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
[kimya]
-
Astatin elementinin simgesi
İNTAK
(Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)
[isim] [eskimiş]
[edebiyat]
-
Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme
Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak
İTİNA
(Kelime Kökeni: Arapça iʿtināʾ)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
İTAAT
(Kelime Kökeni: Arapça iṭāʿat)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
KİTİN
(Kelime Kökeni: Fransızca chitine)
[isim] [biyoloji]
-
Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde
KANAT
[isim]
[askerlik]
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
Ordunun sağ kanadı.
[spor]
-
Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat alıştırmak
- kanat çırpmak
- kanat germek
Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı
NAKİT
(Kelime Kökeni: Arapça naḳd)
[isim] [ekonomi]
Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para
TİTAN
(Kelime Kökeni: Fransızca titane)
[isim] [kimya]
-
Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit element (simgesi Ti)
TAKTİ
(Kelime Kökeni: Arapça taḳṭīʿ)
[isim] [eskimiş]
[edebiyat]
-
Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma
Ata Sözleri ve Deyimler
TAKAT
(Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- takat getirmek
- takati kalmamak (veya kesilmek)
- takati yetmemek
Birleşik Kelimeler: takat sınırı
AFAKİ
(Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)
[sıfat] [eskimiş]
AKTİF
(Kelime Kökeni: Fransızca actif)
[sıfat]
[isim] [dil bilgisi]
[isim] [ekonomi]
-
Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: aktif enerji, aktif fiil, aktif güç, aktif metot, aktif taşıma, radyoaktif izotoplar
FİTİN
(Kelime Kökeni: Fransızca phytine)
[isim] [kimya]
-
Fitik asidin C6H6[OPO(OH)2]6, bir tuzu olan, fosforu tek mideliler tarafından değerlendirilemeyen organik bir bileşik