KANTARLAMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



KANTARLAMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli KANTARLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARKALAMA9, ARALATMA9, ARALANMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, ARLANMAK9, ANLATMAK9, ATLANMAK9, AKTARMAK9, AKMANTAR9, AKLANMAK9, KANTARMA9, KANATMAK9, KANLAMAK9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KALAMATA9, KARLAMAK9, KARLANMA9, KARTALMA9, KATLAMAK9, KATLANMA9, TANLAMAK9, TARANMAK9


ARKALAMA


[isim]
  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALATMA


[isim]
  • Aralatmak işi

ARALANMA


[isim]
  • Aralanmak işi

ARALAMAK


[-i]
  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

[halk ağzında]
  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA


[isim]
  • Araklamak işi, çalma, aşırma

ARLANMAK


[nesnesiz]
  • Utanmak

    Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? - Haldun Taner


ANLATMAK


[-e] [-i]
  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

[nesnesiz]
  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek


ATLANMAK


[nesnesiz]
  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]
  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.


AKTARMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
[-i]
  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
[-i]
  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
[-i] [edebiyat]
  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]
  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak
[edebiyat]
  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]
  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
[teknik]
  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKMANTAR


[isim] [bitki bilimi]
  • Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)

AKLANMAK


[nesnesiz]
  • Ak olmak, temizlenmek

    Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.

[hukuk]
  • Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek

    Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı. - Haldun Taner

[hukuk]
  • Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak

KANTARMA


[isim]
  • Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç

    Gururu okşanılan bir erkek ise ağzına kantarma geçirilmiş bir küheylan kadar âcizdir, elinizde esirdir. - Hüseyin Cahit Yalçın


KANATMAK


[-i]
  • Kanamasına yol açmak veya kanamasını sağlamak

    Kendilerine acındırmak için yalandan kavgaya tutuşup birbirlerinin saçlarını başlarını yoldular. Yüzlerini kanattılar. - Lâtife Tekin


KANLAMAK


[-i]
  • Kana bulamak

KARALAMA


[isim]
  • Karalamak işi
[mecaz]
  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri