KAMYONCULUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KAMYONCULUK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli KAMYONCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOYUCU14, MAYOCU14, OYUNCU14, KOYCUK13, KOKUCU12, KUMCUL12, OCUMAK12, OYULMA11, OYUKLU11, UYULMA11, UYUNMA11, UYUMAK11, KUYMAK10, KOYMAK10, KAMYON10, MANYOK10, YOKLUK10, YUNMAK10, YOLMAK10, YONMAK10, KOKULU9, KONULU9, KONYAK9, KUMLUK9, KALYON9, OKUNMA9, OKUMAK9, ONULMA9, OLUNMA9, ULUMAK9, KONMAK8


KONMAK


[-e]
  • Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek

    Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına. - Çetin Altan

[mecaz]
  • Bir şeyi emeksiz edinmek

    Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kona göçe, göçerkonar, konargöçer, gecekondu, kuşkonmaz

[-e]
  • Koyma işi yapılmak

    Yemeğe tuz konur.


KOKULU


[sıfat]
  • Kokusu olan

    Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: kokulu çayır otu, kokulu kiraz, kokulu sabun, hoş kokulu


KONULU


[sıfat]
  • Konusu olan, mevzulu

KONYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)


[isim]
  • İspirto derecesi yüksek, özel kokulu, kiremit renginde bir içki türü, kanyak

    Senin için bir şişe rakı, kendime de konyak aldım. - Refik Halit Karay


KUMLUK


[isim]
  • Kumsal

    Çocukların top oynadıkları kumluktan iskeleye doğru yürürken hep planlar kuruyordu. - Cahit Uçuk

[sıfat]
  • Kumu çok olan

    Kumluk arazi.


KALYON (Kelime Kökeni: İtalyanca galion)


[isim] [tarih]
  • Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü

    Bu donanma bizimdi. Kadırgalarıyla, kalyonlarıyla, çektirileriyle bizim. - Orhan Seyfi Orhon


OKUNMA


[isim]
  • Okunmak işi

    Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık


OKUMAK


[-i]
  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]
  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]
  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]
  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

[mecaz]
  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Değerlendirmek
[nesnesiz] [argo]
  • Sövmek, küfretmek
[halk ağzında]
  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek


ONULMA


[isim]
  • Onulmak işi

OLUNMA


[isim]
  • Olunmak işi veya durumu

ULUMAK


[nesnesiz]
  • Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak

    Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık


KUYMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Mısır unu, tereyağı, peynir ve su ile yapılan bir yemek

KOYMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek

    Öteki elini doktorun omzuna koydu. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]
  • Etkilemek, dokunmak

    Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona. - İnci Aral

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koy avucuma, koyayım avucuna
  • koyduğum yerde otluyor
  • koydunsa bul

Birleşik Kelimeler: dedikodu


KAMYON (Kelime Kökeni: Fransızca camion)


[isim]
  • Motorlu büyük yük taşıtı

    Garajın içinde birkaç tane aletle bir de ufak kamyondan başka bir şey yoktu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]
  • Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: kamyon faresi, kum kamyonu


MANYOK (Kelime Kökeni: (Brezilya yerlilerinin dilinden))


[isim] [bitki bilimi]
  • Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yaprakları almaşık, üçü veya yedisi bir arada yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç (Manihot utilissima)