KAHREYLEYİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KAHREYLEYİŞ harflerini içeren 5 harfli 59 kelime bulunuyor. 5 harfli KAHREYLEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAHŞİ14, YAHEY13, HAŞİR12, ŞERHA12, ŞEHLA12, ŞEHİR12, ALEYH11, HAYLİ11, HİLYE11, İŞYAR10, YEŞİL10, ELHAK9, HERKE9, HERİK9, HELAK9, HELİK9, HELKE9, HEREK9, HALİK9, HAİLE9, HAKİR9, İHALE9, İLHAK9, İLKAH9, İKRAH9, İLAHE9, KAHİL9, KAHİR9, KERİH9, KEHLE9, RAHLE9, YEREY9, EŞKAL8, EŞLEK8, EŞLİK8, İŞLEK8, İŞKAL8, KLİŞE8, KELEŞ8, ŞİKAR8, ŞERİK8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞAİRE8, ŞEKER8, ŞEKEL8, ŞARKİ8, KARYE7, RİYAL7, YELEK7, YEREL7, YERLİ7, ERKLİ5, ERLİK5, ERİKA5, EKLER5, KİLER5, KELER5


ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


KARYE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarye)


[isim] [eskimiş]
  • Köy

RİYAL (Kelime Kökeni: İspanyolca real)


[isim]
  • Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası

YELEK


[isim]
  • Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi

    Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Kuş kanadının büyük tüyü, telek

Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği


YEREL


[sıfat]
  • Yöresel
[gök bilimi]
  • Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
[tıp]
  • Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal

Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim


YERLİ


[sıfat]
  • Taşınamayan, başka yere götürülemeyen

    Yerli dolap. Yerli sedir.

Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli


EŞKÂL (Kelime Kökeni: Arapça eşkāl)


[isim] [eskimiş]
  • Dıştan görünüş

    Şu anda kendisinin eşkâlini bilen yüzlerce ve belki de binlerce kişi onu arıyordu. - İhsan Oktay Anar


EŞLEK


[isim] [coğrafya]
  • Ekvator

Birleşik Kelimeler: gök eşleği


EŞLİK


[isim]
  • Eş olma durumu
[müzik]
  • Belirli bir modeli ile armoni oluşturan ve bir veya birkaç partiye bölüştürülen sesler bütünü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşlik etmek


İŞLEK


[sıfat]
  • Çok işleyen, canlı, hareketli

    İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: işlek ek