KAFESÇİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



KAFESÇİ harflerini içeren 4 harfli 25 kelime bulunuyor. 4 harfli KAFESÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kafesçi ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Kafesçi olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AFİS11, FAKS11, SKİF11, SAFİ11, SEFA11, FAİK10, KAFE10, KAFİ10, ÇİSE8, SKEÇ8, SEÇİ8, AKÇE7, ÇEKİ7, KEÇİ7, AKİS5, AKSE5, AKSİ5, ESKİ5, ESİK5, EKSİ5, KASE5, SAKİ5, SAKE5, SAİK5, SEKİ5


AKİS (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks)


[isim]
  • Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı

    İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki
[kimya] [fizik]
  • Evirtim
[mantık]
  • Evirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akis uyandırmak

Birleşik Kelimeler: aksetmek, aksettirmek, aksiseda, aksülamel


AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)


[isim] [tıp]
  • Hastalık nöbeti, kriz

Birleşik Kelimeler: kalp aksesi


AKSİ


[sıfat]
  • Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi

    Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksi gibi
  • aksi şeytan
  • aksi tesadüf

Birleşik Kelimeler: aksi aksi, aksi hâlde, aksi takdirde


ESKİ


[sıfat]
  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

[isim]
  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim] [alay yollu]
  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski


ESİK


[isim] [halk ağzında]
  • Çukur yer

EKSİ


[isim] [matematik]
  • Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı
[mecaz]
  • Eksiklik

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç


KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)


[isim]
  • Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak

    Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: kâseifağfur


SAKİ (Kelime Kökeni: Arapça sāḳī)


[isim] [eskimiş]
  • İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse

SAKE (Kelime Kökeni: Fransızca saké)


[isim]
  • Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı

SAİK (Kelime Kökeni: Arapça sāʾiḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Sebep
[felsefe] [toplum bilimi]
  • Güdü

SEKİ


[isim] [halk ağzında]
  • Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
[coğrafya]
  • Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi

[isim]
  • Sekil

AKÇE


[isim]
  • Küçük gümüş para

Birleşik Kelimeler: geçer akçe, geçmez akçe, kalp akçe, yedek akçe, züyuf akçe, güvence akçesi, ihtiyat akçesi, kan akçesi, pey akçesi, teminat akçesi


ÇEKİ


[isim]
  • Tartı
[mecaz]
  • Üzüntü, sıkıntı
[halk ağzında]
  • Kadınların başlarına bağladıkları örtü

    Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi. - Mustafa İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeki taşı gibi
  • çekiye gelmek
  • çekiye gelmez


KEÇİ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Geviş getiren memelilerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen hayvan(Capra hircus)
[sıfat] [mecaz]
  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keçide de sakal var
  • keçi geberse de kuyruğunu indirmez
  • keçileri kaçırmak
  • keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar
  • keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer
  • keçiye can kaygısı, kasaba et (veya yağ) kaygısı
  • keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur

Birleşik Kelimeler: keçiboynuzu, keçi inadı, keçi mantarı, keçimemesi, keçi postu, keçisağan, keçi sakal, keçisakalı, keçisedefi, keçi söğüdü, keçitırnağı, keçi yemişi, keçi yolu, inatçı keçi, karakeçi, Ankara keçisi, dağ keçisi, günah keçisi, kıl keçisi, Maltız keçisi, tiftik keçisi, yaban keçisi, zekât keçisi


ÇİSE


[isim] [halk ağzında]
  • İnce yağmur, çisenti