KADINGÖBEĞİ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



KADINGÖBEĞİ harflerini içeren 3 harfli 35 kelime bulunuyor. 3 harfli KADINGÖBEĞİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÖĞ18, GÖN13, GÖK13, ÖGE13, BAĞ12, DAĞ12, AĞI11, BÖN11, KIĞ11, ÖKE9, GIK8, BAD7, BED7, GEN7, GAK7, ABE5, ABİ5, ADİ5, BİN5, BAN5, BEK5, BEN5, DİN5, DEK5, DİK5, EDİ5, EDA5, İDE5, ANI4, AKI4, KIN4, ANİ3, İKA3, KİN3, KAN3


ANİ (Kelime Kökeni: Arapça ānī)


[sıfat]
  • Ansızın yapılan

    Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı, - Tarık Buğra

[zarf]
  • Ansızın, birdenbire

    Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi. - Elif Şafak


KİN (Kelime Kökeni: Farsça kīn)


[isim]
  • Birine karşı duyulan öç alma isteği, garaz

    Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kin bağlamak
  • kin beslemek (veya tutmak)
  • kin duymak
  • kin gütmek

Birleşik Kelimeler: deve kini


KAN


[isim]
  • Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı

    Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Soy

    O da benim kanımdan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)
  • kana boyamak (veya bulamak veya bulatmak)
  • kan ağlamak
  • kan akıtmak
  • kan akmak
  • kan alacak damarı bilmek
  • kan almak
  • kana susamak
  • kan beynine sıçramak (veya çıkmak)
  • kan boğmak
  • kan çanağı gibi
  • kan çekmek
  • kan çıkmak
  • kan dere gibi akmak
  • kan dökmek
  • kan gelmek
  • kan gitmek
  • kan gövdeyi götürmek
  • kan gütmek
  • kanı donmak (veya çekilmek)
  • kanı ısınmak
  • kanı içine akmak
  • kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar
  • kanı kaynamak
  • kanı kaynamak
  • kanı kurumak
  • kanına dokunmak
  • kanına ekmek doğramak
  • kanına girmek
  • kanına işlemek
  • kanına susamak
  • kanını emmek
  • kanını içine akıtmak
  • kanını kaynatmak
  • kanını kurutmak
  • kanını yerde koymak
  • kanı sulanmak
  • kanı temizlenmek
  • kanıyla ödemek
  • kan istemek
  • kan kaybetmek
  • kan kusturmak
  • kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
  • kan olmak
  • kan olmak
  • kan oturmak
  • kan revan içinde
  • kan revan içinde kalmak
  • kan tere batmak
  • kan ter içinde
  • kan ter içinde kalmak
  • kan tutmak
  • kan vermek
  • kan yürümek

Birleşik Kelimeler: kan akçesi, kan aktarımı, kan ayaklı, kan bağı, kan bankası, kan basıncı, kan bilimi, kan çıbanı, kandamlası, kan davası, kan doku, kan dolaşımı, kan gazı, kan grubu, kan kanseri, kan kardeşi, kankırmızı, kan kırmızı, kankızıl, kankurutan, kan nakli, kan otu, kan pahası, kan parası, kan plazması, kan portakalı, kan pulcuğu, kan serumu, kan şekeri, kan taşı, kan unu, kan uyuşmazlığı, kan zehirlenmesi, kana kan, kanı ayaklı, kanı bozuk, kanı sıcak, ak kan, kirli kan, safkan, tazekan, temiz kan, kardeşkanı, tavşankanı


ANI


[isim]
  • Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra

    Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının, önemli anılarının mekânıdır. - Ayla Kutlu

[edebiyat]
  • Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra

    Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını topladığı 'Kırk Yıl'ın son ciltleri şiire başladığım yıllarda çıkıyordu. - Necati Cumalı


AKI


[isim] [fizik]
  • Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı


KIN


[isim]
  • Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
[bitki bilimi]
  • Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

Birleşik Kelimeler: kın kanat, kın kanatlılar, yaprak kını


ABE


[ünlem] [halk ağzında]
  • Seslenmek ve dikkati çekmek için özellikle Rumeli'de kullanılan bir söz

ABİ


[isim]
  • 343 ağabey

ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)


[sıfat]
  • Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan

    Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Aşağılık, alçak

    Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Bayağı

    Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu


BİN


[isim]
  • Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
[sıfat] [mecaz]
  • Pek çok, çok sayıda

    En nihayet bin güçlükle ancak küçük parçalar hâlinde imha edilebilmiş. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bin bilsen de bir bilene danış
  • bin can ile
  • bin derde deva
  • bin dereden su getirmek
  • bin dost az, bir düşman çok
  • bini aşmak
  • bini bir paraya
  • binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)
  • bin işçi, bir başçı
  • bin kalıba girmek
  • bin nasihatten bir musibet yeğdir
  • bin ölçüp bir biçmeli
  • bin pişman olmak
  • bin tarakta bezi olmak
  • bin tasa (veya merak) bir borç ödemez
  • bin yaşa!

Birleşik Kelimeler: binbaşı, binbir, bindallı, binkat, bin kere, bin kez, bin türlü, binyıl, binde bir


BAN (Kelime Kökeni: Hırv. ban)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan

BEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Sert, katı
[isim] [spor]
  • Savunma oyuncusu

    Bekle haf genel olarak gol atmaz, alkışlanmaz, göklere çıkarılmaz. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: sağ bek, sol bek

[isim]
  • Hava gazı lambasının ucu

BEN


[isim]
  • Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı

    Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır - Âşık Ömer

[halk ağzında]
  • Saçta, sakalda beliren beyazlık

Birleşik Kelimeler: örümceksi ben, et beni

[isim] [halk ağzında]
  • Olta veya tuzağa konulan yem
[zamir]
  • Teklik birinci kişiyi gösteren söz

    Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben - Ahmet Kutsi Tecer

[isim] [ruh bilimi]
  • Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç
[isim] [felsefe]
  • Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego

Ata Sözleri ve Deyimler

  • benden
  • benden günah gitti
  • benden paso
  • benden söylemesi
  • ben hancı, sen yolcu oldukça
  • benim diyen
  • benim oğlum bina okur, döner döner yine okur
  • beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın
  • ben şahımı (veya şeyhimi) bu kadar severim
  • ben yokum (veya ben bu işte yokum)

Birleşik Kelimeler: benbenci, beniçinci, benmerkezci, albeni, incitmebeni, unutmabeni


DİN (Kelime Kökeni: Arapça dīn)


[isim] [din bilgisi]
  • Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet

    Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]
  • Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen

    Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dinden imandan çıkmak
  • dinden imandan olmak
  • dini bir uğruna
  • dini gibi bilmek
  • dini imanı para
  • dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
  • dinim hakkı için (veya aşkına)
  • dinine yandığım

Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini

[isim] [fizik]
  • C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
[isim] [halk ağzında]
  • Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası

Birleşik Kelimeler: din doruğu

[isim] [halk ağzında]
  • İlmek

DEK


[edat]
  • Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin

    Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor. - Zeyyat Selimoğlu

[isim] [eskimiş]
  • Düzen, hile, entrika
[sıfat]
  • Sağlam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deke düşmek