KABZIMALLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KABZIMALLIK harflerini içeren 6 harfli 30 kelime bulunuyor. 6 harfli KABZIMALLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAZALI12, KILBAZ12, MIZIKA12, ZIKKIM12, ZAMBAK12, AZIKLI11, KIZLIK11, KIZMAK11, KAZIMA11, ZAMKLI11, BIKMAK10, KAMKAZ10, KAZALI10, KAZMAK10, LAZLIK10, ALIMLI9, BALLIK9, BAKMAK9, ILIMAK9, MABLAK9, AMALIK8, AKILLI8, BAKKAL8, IKLAMA8, KAKIMA8, KAMALI8, KILMAK8, KALKMA7, KALMAK7, LAKLAK6


LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)


[isim]
  • Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
[mecaz]
  • Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laklak etmek


KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


ÂMÂLIK


[isim]
  • Görme engellilik

AKILLI


[sıfat]
  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]
  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz
[alay yollu]
  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı


BAKKAL (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳāl)


[isim]
  • Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse

    Bakkallar, sebzeciler eline bir iki şey tutuştururlardı. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakkala bırakma!

Birleşik Kelimeler: bakkal çakkal, bakkal defteri, bakkal kâğıdı, bozbakkal


IKLAMA


[isim]
  • Iklamak işi

KAKIMA


[isim]
  • Kakımak işi

KAMALI


[sıfat]
  • Kaması olan

    Kamalı top.


KILMAK


[yardımcı fiil]
  • Etmek, yapmak

ALIMLI


[sıfat]
  • Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri

    Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: alımlı çalımlı


BALLIK


[isim]
  • Bal konulan kap
[bitki bilimi]
  • Ballıbaba

Birleşik Kelimeler: karaballık


BAKMAK


[-e]
  • Bakışı bir şey üzerine çevirmek

    Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim - Cahit Sıtkı Tarancı

[nesnesiz]
  • İlgilenmek

    Baktılar, ettiler, ilaç, tedavi, faydası olmadı. - Erhan Bener

[nesnesiz]
  • Anlamak, farkına varmak

    Bazı akşamlar bakarım Halil savuşur, nereye gittiğini de kimseye söylemez. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bak!
  • bakalım (veya bakayım)
  • bakan göze bağ olmaz
  • bakan yemez, kapan yer
  • bakar mısınız?
  • bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur
  • bakarsın
  • bak bak!
  • bak hele!
  • bakılsa
  • bakmakla usta olunsa köpekler kasap olurdu
  • bakma sen
  • baksana! (veya baksanıza!)
  • baktıkça alır
  • baktın kar havası, eve gel kör olası

Birleşik Kelimeler: günebakan, aynabakar


ILIMAK


[nesnesiz]
  • Ilınmak

MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet