KABAŞİŞ ile Oluşan Kelimeler (KABAŞİŞ Kelime Türetme)



KABAŞİŞ harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. KABAŞİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kabaşiş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KABAŞİŞ15

5 Harfli Kelimeler

AKBAŞ10, BAŞKA10, BAŞAK10

4 Harfli Kelimeler

İŞBA9, ŞAKA7, ŞAKİ7, BAKİ6, KABA6

3 Harfli Kelimeler

ŞİŞ9, BAŞ8, AŞK6, KAŞ6, ŞİA6, ŞAK6, ABA5, ABİ5, AKA3, İKA3

2 Harfli Kelimeler

5, İŞ5, AB4, AK2, Kİ2


AK


[isim]
  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [mecaz]
  • Temiz
[sıfat] [mecaz]
  • Dürüst
[sıfat] [mecaz]
  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı


Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)


[bağlaç]
  • Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz

Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki


AKA


[isim] [halk ağzında]
  • Ağabey

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


ABA


[isim] [halk ağzında]
  • Abla
[isim]
  • Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan
[eskimiş]
  • Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aba altında er yatar
  • aba altından sopa (veya değnek) göstermek
  • aba gibi
  • abanın kadri yağmurda bilinir
  • aba vakti yaba, yaba vakti aba
  • abayı sermek
  • abayı yakmak

Birleşik Kelimeler: aba güreşi


ABİ


[isim]
  • 343 ağabey


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


İŞ


[isim]
  • Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma

    İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Sorun, konu, mesele, maslahat

    Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Gizli neden veya maksat

    Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay

[fizik]
  • Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç

    Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iş (birinde) bitmek
  • iş (birinden) bitmek
  • iş (birine) kalmak
  • iş açmak
  • iş almak
  • iş amana binince kavga uzamaz
  • iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
  • iş ayağa düşmek
  • iş başa düşmek
  • iş bırakmak
  • iş bilenin, kılıç kuşananın
  • iş bilmek
  • iş bitirmek
  • iş çatallanmak
  • iş çevirmek
  • iş çığırından çıkmak
  • iş çıkarmak
  • iş dayıya düştü
  • iş değil
  • iş düşmek
  • işe almak
  • işe bak!
  • iş edinmek
  • işe girmek
  • işe karışmak
  • işe koşmak
  • iş etmek
  • işe yaramak
  • iş görmek
  • iş göstermek
  • işi ...-e dökmek
  • işi ...-e vurmak
  • işi (bir şeye) vurmak
  • işi ahbaplığa dökmek
  • işi aksi gitmek
  • işi Allah'a kalmak
  • işi anlamak
  • işi azıtmak
  • işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
  • işi bitmek
  • işi bozmak
  • işi bozulmak
  • işi ciddiye almak
  • işi çıkmak
  • işi düşmek
  • işi ileri götürmek
  • işi iş, kaşığı gümüş
  • işi iş olmak
  • işi kotarmak
  • iş inada binmek
  • işin alayında olmak
  • işin başı
  • işinden olmak
  • işin doğrusu
  • işi ne?
  • işine bak!
  • işine gelmek
  • işine göre
  • işine hor bakan boynuna torba takar
  • işine koyulmak
  • işin fenası
  • işin garibi
  • işini bilmek
  • işini bitirmek
  • işin içinde iş var
  • işin içinden çıkamamak
  • işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
  • işini görmek
  • işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
  • işinin adamı
  • işini uydurmak
  • işini yoluna koymak
  • işin kolayına kaçmak
  • işin kötüsü
  • işin kurdu
  • işin kurdu olmak
  • işin mi yok
  • işin ortasını bulmak
  • işin rengi değişmek
  • iş insanın aynasıdır
  • işin tuhafı
  • işin ucu birine dokunmak
  • işin üstesinden gelmek
  • işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
  • işi olmak
  • işi pişirmek
  • işi rast gitmek
  • işi resmiyete dökmek
  • işi sağlama almak
  • işi savsaklamak
  • işi şakaya dökmek
  • iş işlemek
  • iş işten geçmek
  • işi tatlıya bağlamak
  • işi temizlemek
  • işi uzatmak
  • işi üç nalla bir ata kaldı
  • işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
  • işi yoluna koymak
  • işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
  • iş karıştırmak
  • iş ki
  • işler açılmak
  • işler arapsaçına dönmek
  • işler becermek
  • iş mi?
  • iş ola
  • iş olacağına varır
  • iş olsun diye
  • iş sarpa sarmak
  • iş şirazesinden çıkmak
  • işten (bile) değil
  • işten el çektirmek
  • işten güçten vakit bulamamak
  • iş tutmak
  • iş vermek
  • iş yapmak
  • iş yok

Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri


BAKİ (Kelime Kökeni: Arapça bāḳī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Sürekli

    Dünyada zaten ne bakiydi? - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baki kalmak


KABA


[sıfat]
  • Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı

    Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
[mecaz]
  • Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü

    Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabasını almak

Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel


AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)


[isim]
  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı


KAŞ


[isim] [anatomi]
  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

[halk ağzında]
  • Sarp kayalık, uçurum
[halk ağzında]
  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
[halk ağzında]
  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

ŞİA (Kelime Kökeni: Arapça şīʿa)


[isim] [din bilgisi]
  • İslamiyette Hz. Ali'ye yandaş olan kimseler

ŞAK


[isim]
  • Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şak diye

Birleşik Kelimeler: şak şak

[isim] [eskimiş]
  • Yarma, yarılma

Birleşik Kelimeler: şakketmek


ŞAKA


[isim]
  • Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife

    Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şaka etmek
  • şaka gibi gelmek
  • şaka götürmemek
  • şaka kaldırmak
  • şakası yok
  • şaka söylemek
  • şakaya almak
  • şakaya gelmek
  • şakaya gelmemek
  • şakaya getirmek
  • şaka yapmak
  • şakaya sığınmak
  • şakaya vurmak
  • şakayı kakaya çevirmek
  • şakayken kaka olmak

Birleşik Kelimeler: şaka maka, şaka yollu, soğuk şaka, ağız şakası, dil şakası, el şakası, eşek şakası, kamera şakası, nisan bir şakası