KIYASIMUKASSEM Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KIYASIMUKASSEM harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli KIYASIMUKASSEM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIYMIK11, KAYISI11, YUMMAK11, YASMIK11, AYIKMA10, AYAKSI10, KIYMAK10, KISMIK10, KUYMAK10, KIMKIM10, MASUME10, SUSMAK10, SUSAMA10, SASIMA10, SAYMAK10, YIKMAK10, YIKAMA10, YASMAK10, KISMAK9, KUSMAK9, KAYMAK9, SIKMAK9, YAKMAK9, KAKIMA8, KASMAK8


KAKIMA


[isim]
  • Kakımak işi

KASMAK


[-i]
  • Kasları gergin duruma getirmek
[mecaz]
  • Baskısı altında tutmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasıp kavurmak

Birleşik Kelimeler: kasım kasım


KISMAK


[-i]
  • Sesi azaltmak, alçaltmak

    Radyoyu biraz kısar mısın?

[-den] [mecaz]
  • Masraf, harcama vb.ni azaltmak

    Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs - Behçet Necatigil

[mecaz]
  • Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
[halk ağzında]
  • Pintilik etmek

KUSMAK


[nesnesiz]
  • Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kayyetmek, istifra etmek
[-i]
  • Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak

    Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.

[-i] [mecaz]
  • İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak

KAYMAK


[isim]
  • Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
[mecaz]
  • Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaymağını almak (veya yemek)
  • kaymağı seven mandayı yanında taşır
  • kaymak bağlamak (veya tutmak)
  • kaymak gibi

Birleşik Kelimeler: kaymakaltı, kaymak kâğıdı, kaymak tabakası, kaymak takımı, kaymak taşı, Afyon kaymağı, kireç kaymağı, nişadır kaymağı

[nesnesiz]
  • Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek

    Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]
  • Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
[argo]
  • Cinsel ilişkide bulunmak

Birleşik Kelimeler: kaykaç, kaykay, sinekkaydı


SIKMAK


[-i]
  • Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak

    Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Sıkıntı vermek

    İhtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım. - Ömer Seyfettin

[argo]
  • Yalan söylemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıkıp suyunu çıkarmak


YAKMAK


[nesnesiz]
  • Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
[-i]
  • Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak

    Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Çok sıcak olmak

    Bugün güneş yakıyor.

[tıp]
  • Tedavi etmek amacıyla doku, damar vb. dağlamak
[mecaz]
  • Silahla vurmak
[mecaz]
  • Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek

    Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Güçlü sevgi uyandırmak
[mecaz]
  • Zamanında kullanılmadığından hükmünü yitirmek

    Biletini ve tatilini yaktı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakıp yıkmak

Birleşik Kelimeler: yakan top, yakar top

[nesnesiz]
  • Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek

AYIKMA


[isim]
  • Ayıkmak işi

AYAKSI


[sıfat]
  • Ayağı andıran, ayağa benzeyen, ayak gibi

KIYMAK


[-i]
  • Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak

    Eti kıymak.

[-e] [mecaz]
  • Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek

    Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-e] [mecaz]
  • Acımayıp öldürmek

    Zavallıya nasıl kıydılar?

[-e] [mecaz]
  • Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek

    Ne yapayım, ben de ekmek istiyorum, hayatımı kazanıyorum, bana kıymayın. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kurtkıyan


KISMIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Cimri

KUYMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Mısır unu, tereyağı, peynir ve su ile yapılan bir yemek

KIMKIM


[sıfat] [halk ağzında]
  • Ağır ağır konuşan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kımkım etmek


MASUME (Kelime Kökeni: Arapça maʿṣūme)


[sıfat] [eskimiş]
  • Suçsuz, günahsız (kadın)

    O masumeyi yataklarda inletmek senin şanına yakışır mı? - Reşat Nuri Güntekin


SUSMAK


[nesnesiz]
  • Konuşmasını kesmek

    Son mısraları acele okuyarak susmuştu. - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]
  • Etkisini göstermemek, tepki göstermemek

    Adaletin sustuğu yerde haksızlık başlar.

Birleşik Kelimeler: sus payı, suspus