KIYASIMUKASSEM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



KIYASIMUKASSEM harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli KIYASIMUKASSEM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIYIM10, MEYUS10, MUMYA10, MAYIS10, SAYIM10, YIKIM10, YUMMA10, YASSI10, KIYMA9, KIYIK9, KIYAS9, KIYAM9, KISIM9, MESMU9, MASUM9, SIKIM9, SUSMA9, SUSAM9, SAYMA9, UYMAK9, YIKIK9, YIKMA9, YUMAK9, YAMUK9, YAKIM9, YASMA9, AYMAK8, KISKI8, KISMA8, KISSA8, KIYAK8, KUSMA8, KISIK8, KISAS8, KAMUS8, KASIM8, KAYMA8, KAYME8, KAYIK8, MUSKA8, MAKUS8, SISKA8, SIMAK8, SIKMA8, SUSAK8, SUMAK8, SAMSA8, SAKSI8, UMMAK8, YAMAK8, YAKMA8, YASAK8, ASMAK7, AKSAM7, KISKA7, KASMA7, KASEM7, KASIK7, KAKIM7, KAYAK7, MAMAK7, MAKAS7, MAKAM7, MASKE7, AKMAK6, AKSAK6, KAKMA6, MAKAK6, SAKAK6


AKMAK


[-den]
  • Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek

    Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]
  • Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak

    Dam akıyor.

[-e]
  • Art arda ve toplu olarak gitmek

    Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

[nesnesiz]
  • Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak

    Çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]
  • Boya birbirine karışmak
[-le]
  • Sürüp gitmek

    Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar. - Yahya Kemal Beyatlı

[nesnesiz] [mecaz]
  • Zaman çabuk geçmek
[nesnesiz] [mecaz]
  • Karışmak, katılmak
[nesnesiz] [argo]
  • Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akacak kan damarda durmaz
  • akan sular durmak
  • akara kokara bakma, çuvala girene bak
  • akarı kokarı olmamak
  • akarına bırakmak
  • akıp gitmek
  • akmasa da damlar

Birleşik Kelimeler: akan yıldız, akarsu, akaryakıt


AKSAK


[sıfat]
  • Aksayan, hafifçe topallayan
[mecaz]
  • İyi gitmeyen, iyi işlemeyen

    İşin aksak yönü.

[isim] [edebiyat]
  • Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize
[isim] [müzik]
  • Türk müziğinde kıvrak bir usul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz

Birleşik Kelimeler: ağır aksak, yürük aksak, raks aksağı, Türk aksağı


KAKMA


[isim]
  • Kakmak işi

Birleşik Kelimeler: kakma aşı, sedef kakma


MAKAK (Kelime Kökeni: Fransızca macaque)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun (Macacus)

SAKAK


[isim]
  • Çene altı

ASMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]
  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik


AKSAM (Kelime Kökeni: Arapça aḳsām)


[isim]
  • Kısımlar

KISKA


[isim] [halk ağzında]
  • Arpacık soğanı

KASMA


[isim]
  • Kasmak işi

KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)


[isim] [eskimiş]
  • Ant

    Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: yemin kasem


KASIK


[isim] [anatomi]
  • Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü

    Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kasık bağı, kasık biti, kasık çatlağı, kasık fıtığı, kasık otu


KAKIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳum)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (I), ermin (Mustela erminea)

KAYAK


[isim]
  • Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, ski
[spor]
  • Bu aracı kullanarak yapılan spor

Birleşik Kelimeler: kayakevi, tekerlekli kayak, asfalt kayağı, çim kayağı, su kayağı


MAMAK


[isim]
  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)


[isim]
  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Çalma, kırpma
[mimarlık]
  • Dirsek
[denizcilik]
  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
[hayvan bilimi]
  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç
[spor]
  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası