KÖPRÜBAŞI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



KÖPRÜBAŞI harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli KÖPRÜBAŞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖPÜŞ19, ÖRÜŞ15, ÖŞÜR15, ÖBÜR14, APIŞ12, BÖRK12, ÖRÜK12, KAPI9, ARIŞ8, AŞIK8, AKIŞ8, BAKÜ8, PARK8, ŞIRA8, BARI7, BAKI7, ŞARK7, BARK6, ARIK5, IRAK5, KARI5, RAKI5


ARIK


[isim] [halk ağzında]
  • Ark

    Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık çekmek

[sıfat]
  • Zayıf, cılız, kuru, sıska

    Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arık ata kuyruğu da yüktür
  • arık etten yağlı tirit olmaz
  • arık öküze bıçak çalınmaz


IRAK


[sıfat]
  • Uzak

    Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırak yerin haberini kervan getirir

Birleşik Kelimeler: ırakgörür

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri

KARI


[isim]
  • Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

    Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık

[kaba konuşmada]
  • Kadın

    Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Yaşlı, ihtiyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karı gibi
  • karının saçlısı, tarlanın taşlısı
  • karısının üstüne evlenmek

Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı


RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)


[isim]
  • Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu

    Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı


BARI


[isim] [halk ağzında]
  • Çit

BAKI


[isim] [coğrafya]
  • Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu

    Bu dağın bakısı güneye doğrudur.

[halk ağzında]
  • Fal

ŞARK (Kelime Kökeni: Arapça şarḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Doğu
[isim]
  • Doğu

Birleşik Kelimeler: Şark çıbanı, Şark kurnazlığı, Orta Şark, Yakın Şark


ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)


[isim] [eskimiş]
  • Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
[isim] [halk ağzında]
  • Çözgü

ÂŞIK (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)


[isim]
  • Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse

    Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi

[teklifsiz konuşmada]
  • Dalgın, kalender kimse

    Âşık yine geç kaldın.

[ünlem] [teklifsiz konuşmada]
  • `Ahbap, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âşığa Bağdat sorulmaz
  • âşığa Bağdat uzak değil
  • âşığı kesilmek
  • âşığın gözü kördür
  • âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
  • âşık etmek
  • âşık olmak

Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık

[isim] [anatomi]
  • Aşık kemiği
[mimarlık]
  • Aşırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşığı cuk oturmak
  • aşık atmak
  • aşık atmak (veya oynamak)
  • aşık daima bey oturmaz

Birleşik Kelimeler: aşık kemiği


AKIŞ


[isim]
  • Akma işi

Birleşik Kelimeler: bilinç akışı, elektron akışı, trafik akışı


PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)


[isim]
  • Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe

    Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • park etmek

Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı


ŞIRA (Kelime Kökeni: Farsça şīre)


[isim]
  • Henüz mayalanmamış üzüm suyu
[argo]
  • Süzülmüş afyon

Birleşik Kelimeler: şıraölçer, üzüm şırası


KAPI


[isim]
  • Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı

    Çıtalarla yapılma telli bir kapı koymuşlardı ortasına. - Cahit Uçuk

[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri
[bilişim]
  • Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı genel ağ sayfası, portal
[mecaz]
  • Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân

    Onların başvuracağı her kapıya gitmiş. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Gidere yol açan gereksinim

    Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı.

[mecaz]
  • Ev gezmesi için gidilen yer

    Bugün yine kaç kapı dolaştın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapı açmak
  • kapı almak (veya yapmak)
  • kapı aralamak
  • kapı aramak
  • kapı baca açık (olmak)
  • kapıda kalmak
  • kapıdan çevirmek
  • kapıdan kovsan bacadan düşer (veya girer)
  • kapı dışarı etmek (veya atmak)
  • kapı gibi
  • kapı kadar
  • kapı kapı aramak
  • kapı kapı dolaşmak (veya gezmek)
  • kapıları açık tutmak
  • kapıları kapamak
  • kapılar yüzüne (veya üzerine veya üstüne) kapanmak
  • kapısına kilit vurmak
  • kapısını aşındırmak
  • kapısını çalmak
  • kapıya dayanmak
  • kapı yapmak
  • kapıyı açmak
  • kapıyı büyük açmak
  • kapıyı göstermek

Birleşik Kelimeler: kapı ağası, kapı ağzı, kapıaltı, kapı bir komşu, kapı çuhadarı, kapı duvar, kapı halkı, kapı kâhyası, kapı kapamaca, kapı karşı komşu, kapı kethüdası, kapı kolu, kapı komşu, kapıkule, kapı kulu, kapı mandalı, kapı oğlanı, kapı perdesi, kapı tokmağı, kapı yoldaşı, kapısı açık, açık kapı, ana kapı, ara kapı, çakma kapı, çarpma kapı, çat kapı, çekme kapı, çelik kapı, çift kapı, demir kapı, dış kapı, döner kapı, sağır kapı, taç kapı, topal kapı, yağlı kapı, yavru kapı, adalet kapısı, ağa kapısı, cümle kapısı, çıkış kapısı, devlet kapısı, ekmek kapısı, el kapısı, geçim kapısı, giriş kapısı, gümrük kapısı, hacet kapısı, hükûmet kapısı, kısmet kapısı, koltuk kapısı, komşu kapısı, kuzu kapısı, kuzuluk kapısı, mahkeme kapısı, masraf kapısı, mide kapısı, nizamiye kapısı, paşa kapısı, serasker kapısı, servis kapısı, sınır kapısı, sokak kapısı, şeyhülislam kapısı, umut kapısı, ümit kapısı


APIŞ


[isim]
  • Butların iç tarafı

Birleşik Kelimeler: apış arası


BÖRK


[isim]
  • Genellikle hayvan postundan yapılan başlık

    Alnına bir şaplak atıp börkünü geri itmişti. - Mustafa Necati Sepetçioğlu