JAKOBENİZM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



JAKOBENİZM harflerini içeren 5 harfli 43 kelime bulunuyor. 5 harfli JAKOBENİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BANJO17, MANEJ15, BOZMA12, BİZON11, MEBİZ11, BEZİK10, BENİZ10, BAZİK10, BAZEN10, İZABE10, MİKOZ10, MEZON10, MOZAK10, ZEBAN10, AZOİK9, ENZİM9, EMZİK9, KOMBİ9, KOZAN9, MİZAN9, NİZAM9, ZEMİN9, ABONE8, BİNME8, BANKO8, EZANİ8, ENKAZ8, MEBNİ8, NAZİK8, BİNEK7, KONMA7, KABİN7, KEBAN7, ONMAK7, ANİME6, ANEMİ6, AKEMİ6, İNMEK6, İMKAN6, İKAME6, KAİME6, KEMAN6, MEKAN6


ANİME (Kelime Kökeni: Fransızca animé)


[isim]
  • Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi

ANEMİ (Kelime Kökeni: Fransızca anémie)


[isim] [tıp]
  • Kansızlık

AKEMİ


[isim]
  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

İNMEK


[-den]
  • Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
[-e]
  • Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak

    Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İhsan Oktay Anar

[-e]
  • Konaklamak

    Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]
  • Alçalıp eski durumuna dönmek

    Sular indi. Şiş indi.

[nesnesiz]
  • Fiyatı düşürmek

    Bin lira daha indim, gene almadı.

[-e] [argo]
  • Vurmak

    Şimdi kafana inerim!

[nesnesiz]
  • Yıkılmak

    Yağmurdan duvar inmiş.

[-e]
  • İnme gelmek

    Sağ tarafına inmiş.

Birleşik Kelimeler: indibindi, günindi


İMKÂN (Kelime Kökeni: Arapça imkān)


[isim]
  • Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak

    Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır? - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imkânı yok
  • imkân vermek


İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)


[isim] [eskimiş]
  • Yerine koyma, yerine kullanma
[sıfat]
  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal


KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)


[isim] [eskimiş]
  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.


KEMAN (Kelime Kökeni: Farsça kemān)


[isim] [müzik]
  • Dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz

    Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]
  • Yay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keman gibi

Birleşik Kelimeler: keman yayı


MEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça mekān)


[isim]
  • Yer, bulunulan yer
[eskimiş] [gök bilimi]
  • Uzay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mekân tutmak

Birleşik Kelimeler: mekân akustiği, mekân grupları, mekân zarfı, başmekân, cennetmekân, tebdilimekân


BİNEK


[isim]
  • Binmeye yarayan otomobil, at vb

    Tavlanın önünde seyisi bineğini tımar ederken başında dururdu. - Necati Cumalı

[sıfat]
  • Binmeye yarayan

Birleşik Kelimeler: binek atı, binek taşı


KONMA


[isim]
  • Konmak işi

    Şiirde biçim, gerekli parçaların yerli yerine konmasıdır. - Behçet Necatigil


KABİN (Kelime Kökeni: Fransızca cabine)


[isim]
  • Küçük, özel bölme

    Az sonra asansör kabininin çıkardığı sesi yeniden duydu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: kabin amiri, banyo kabini, duş kabini, pilot kabini, telefon kabini


KEBAN


[isim]
  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri

ONMAK


[nesnesiz]
  • Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

    Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. - Mehmet Emin Yurdakul


ABONE (Kelime Kökeni: Fransızca abonné)


[isim]
  • Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi
[sıfat] [mecaz]
  • Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abone etmek
  • abone olmak