İNTİBAKSIZLIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



İNTİBAKSIZLIK harflerini içeren 7 harfli 45 kelime bulunuyor. 7 harfli İNTİBAKSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ANITSIZ13, AKILSIZ13, İNKIBAZ13, KINASIZ13, SAKIZLI13, TANISIZ13, ANIZLIK12, AZIKLIK12, AZINLIK12, BASKILI12, İNZİBAT12, KAZIKLI12, KAZINTI12, BAKINTI11, İSTİZAN11, ASKILIK10, ASKINTI10, ALTINSI10, BİLAKİS10, İKTİBAS10, İLTİBAS10, KISALIK10, KASITLI10, KASINTI10, SATILIK10, SALINTI10, SAKINTI10, ANIKLIK9, BAKİLİK9, İNTİBAK9, KANITLI9, KALINTI9, KAKINTI9, KATIKLI9, KATILIK9, KATKILI9, TIKANIK9, TABİLİK9, AKSİLİK8, İTİNALI8, İLTİSAK8, KALİNİS8, SİLİKAT8, ATİKLİK7, İNTİKAL7


ATİKLİK


[isim]
  • Çabukluk, çeviklik

İNTİKAL (Kelime Kökeni: Arapça intiḳāl)


[isim]
  • Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
[fizik]
  • Öteleme
[ruh bilimi]
  • Geçişim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • intikal etmek

Birleşik Kelimeler: veraset ve intikal vergisi


AKSİLİK


[isim]
  • Terslik, zıtlık, karşıtlık
[mecaz]
  • İnatçılık, huysuzluk
[mecaz]
  • Bir işin yolunda gitmemesi durumu, elverişsizlik

    Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksiliği tutmak
  • aksiliği üstünde (olmak)
  • aksilik çıkmak
  • aksilik etmek


İTİNALI


[sıfat]
  • Özenli

    Sakalı tıpkı babamın sakalı gibi kısa ve itinalıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


İLTİSAK (Kelime Kökeni: Arapça iltiṣāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Kavuşma, bitişme, birleşme

KALİNİS (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Bir tür yağmur kuşu, su tavuğu

SİLİKAT (Kelime Kökeni: Fransızca silicate)


[isim] [kimya]
  • Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz

ANIKLIK


[isim]
  • Uyanıklık

BAKİLİK


[isim]
  • Baki olma durumu

İNTİBAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭibāḳ)


[isim]
  • Uyum
[eskimiş]
  • İki şeyin ölçülerinin birbirini tutması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • intibak etmek


KANITLI


[sıfat]
  • Kanıtla gösterilmiş, müdellel

KALINTI


[isim]
  • Artıp kalan şey, bakiye
[mecaz]
  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner


KAKINTI


[isim] [halk ağzında]
  • Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse

KATIKLI


[sıfat]
  • İçinde katık bulunan

Birleşik Kelimeler: katıklı aş


KATILIK


[isim]
  • Katı (I) olma durumu
[mecaz]
  • Acımasız, duygusuz olma durumu

    Öğretmenlik için lazım gelen metaneti ve kalp katılığını belki bu sayede kazanırım. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: yüreği katılık